Yeti Uzerine
1 sayfadaki 1 sayfası
Yeti Uzerine
Yeti kavramini TDK soyle tanimliyor.
Geleneksel olarak bellek, usavurma, algılama ya da imgeleme gibi insanın doğuştan gelen zihin güçlerinden herhangi biri. a. bk. zihin yetileri.
İnsanda bulunan bir şeyi yapabilme gücü (bilgi yetisi, isteme yetisi, düşünme yetisi).
Anlak, angı gibi üst ansal işlevselliklerin birbirinden ayrılabilen işlemleri ya da alt öğeleri.
Genelde Turkce olmayan yabanci dildeki tanimlamalarda, yetinin bu icerikteki (faculty,ability, power, capacity v.s.) taniminin yaninda; bir tanimi da;" himalayalar da yasadigi soylenen, tanimlanamamis, buyuk, killi bir yaratik, hayvan humonoid, yani insanoglu karakteri tasiyan, insansi" seklinde.
Ben bu baslikta, yetinin TDK tanimini aciklamak istiyorum.
Tanimdan da anlasilacagi uzere, bilinen yetisi en gelismis canli turu olarak insanoglu geliyor. Bu tum evrimsel homo cinsi canlilarin ya da maymun turlerinin bir yetisi olmadigi anlami tasimiyor. Yalniz epistemolojik olarak yetisi en gelismis canli turu, insanoglu.
Simdi bu yetiyi data olarak inceleyelim.
Yetinin kendisi bilgi.
Yetinin kendisinin yani bilginin nedeni, fenomenal/numenal ve kavramsal
yetinin kendisinin yani bilginin cinsi/cesidi, fiziksel/sosyal ve matematiksel-mantiksal.
Buradan yeti kavrami ile ilgili bir cikarsama yapmak istiyorum. Linquistik ve etimolojik olarak yeti kavraminin, yet kokunden turetilmis olmasi gayet mantiksal.
Cunku yet koku, yeterlilik temelli yetmek fiilininin yeterli/yetersiz algisini veriyor.
Yani bir yerde insanoglu yetisi, insanogluna yetmek ve yeterli gelmek durumunda. Buradan da insanoglunun her turlu fenomenal ve numenal ihtiyaci ortaya cikiyor.
Peki insanogluna bu temelde yeterli olmasi gereken nedir?
Aslinda insanoglu bilimsel ve bilissel olursa, olgusal gecerlilik ve gozlemsel yanlislanabilirlik temelinde, elindeki olgu gecerli oldugu surece bunu yeterli builmali.
Zaten bir yerde insanoglunun numenal yetersizligi, onu bilimsellikten saptirip; inancsalliga, ideolojiye, metafizige,fizik otesine v.s. kisaca bilimsel olmayana yonlerndirmiyor mu?
Sonucta insanoglu yetisi ile ortaya koydugu herseyi unutup, ya kendini kendi ortaya koydugu bir inanca ideolojiye teslim ediyor, ya da yine kendi yarattigi bir metafizik guce teslim ediyor.
Yani bir yerde yeterliligi aklinin inandigi bir dogrulama ile kendi disinda gerceklestiriyor ve boylece hem bilime bilimsel olarak ters dusuyor, hem de cagdas,guncel her turlu gelisim degisim olarak bilimsellikten koptugu yetmiyormus gibi, olgusal gecerli olan bilimsel builgiye de olabilirlik olasiligi disinda itiraz ediyor. Kisaca inanmiyor, ideoloji olarak degerlendiriyor ve aklinda dogrulayamiyor. Cunku akilda yer etmis inanci, ideolojisi ve dogrusu sabit, degismez, mutlak, ilk ve tek gercek onun icin. Iste bu varliksal gerceklik, aslinda bilimsel olmayan ve yapilandirilmis gerceklik. Cunku ortada bir gerceklik varsa, bu da insanoglu yetisinin ortaya koydugu bilgi.
Zaten insanoglu her seyi kendi dahil bilgisi ile ortaya koymuyor mu?
Iste burada aslinda, bilimsel ve bilissel olabilmek te; bir yeti. Bu yeti yalniz kazanilmasi gereken bir yeti. Yani insanoglunu her turlu ortaya koyum, dusunce ve davranis duzen ve sistem kurma adina insanlastiracak bir yeti.
Halbuki insanoglu, yetisini inanci, ideolojisi, dogrusu ve gerceginin mutlaki, teki, ilki degismezi ve sabiti ile sahiplenerek; hem yetisini koreltiyor,hem de yetisinin ufkunun onunu tikayarak her turlu bilimsel ve bilissel gelisimi onluyor.
Bunu algilamanin bas sarti, insanoglunun insanoglu temelli yola cikmasi ve once kendilik bilisselligini kazanmasi ve kendisini inanci, ideolojisi, dogrusu ve gercegi ile; baska bir fenomenal ya da numenal degere teslim etmemesi.
Kendinin kendi dahil; yetisi ile her seyi ortaya koydugunu algilamasi. Iste o zaman insanoglu yetisi, yetmek ve yeterlilik anlaminda, bilimsel ve bilissel olarak inanca, ideolojiye, dogruya ve gercege ihtiyac duymadan; geliserek ilerleyerek ve insan olarak yasayacak iliski ve duzen/sistem kuracak.
Tabi once kendi varliginin, kendi birinin ve kendi yetisinin hem birselk hem tursel bilisselligi gerekli.
Aksi insanoglunun kendi kendini teslimiyeti ve kendi turu bunyesindeki anlamsiz, gereksiz ve luzumsuz her turlu deger savaslaridir. Ustelik bu degerlerin yaraticisi olarak.
Geleneksel olarak bellek, usavurma, algılama ya da imgeleme gibi insanın doğuştan gelen zihin güçlerinden herhangi biri. a. bk. zihin yetileri.
İnsanda bulunan bir şeyi yapabilme gücü (bilgi yetisi, isteme yetisi, düşünme yetisi).
Anlak, angı gibi üst ansal işlevselliklerin birbirinden ayrılabilen işlemleri ya da alt öğeleri.
Genelde Turkce olmayan yabanci dildeki tanimlamalarda, yetinin bu icerikteki (faculty,ability, power, capacity v.s.) taniminin yaninda; bir tanimi da;" himalayalar da yasadigi soylenen, tanimlanamamis, buyuk, killi bir yaratik, hayvan humonoid, yani insanoglu karakteri tasiyan, insansi" seklinde.
Ben bu baslikta, yetinin TDK tanimini aciklamak istiyorum.
Tanimdan da anlasilacagi uzere, bilinen yetisi en gelismis canli turu olarak insanoglu geliyor. Bu tum evrimsel homo cinsi canlilarin ya da maymun turlerinin bir yetisi olmadigi anlami tasimiyor. Yalniz epistemolojik olarak yetisi en gelismis canli turu, insanoglu.
Simdi bu yetiyi data olarak inceleyelim.
Yetinin kendisi bilgi.
Yetinin kendisinin yani bilginin nedeni, fenomenal/numenal ve kavramsal
yetinin kendisinin yani bilginin cinsi/cesidi, fiziksel/sosyal ve matematiksel-mantiksal.
Buradan yeti kavrami ile ilgili bir cikarsama yapmak istiyorum. Linquistik ve etimolojik olarak yeti kavraminin, yet kokunden turetilmis olmasi gayet mantiksal.
Cunku yet koku, yeterlilik temelli yetmek fiilininin yeterli/yetersiz algisini veriyor.
Yani bir yerde insanoglu yetisi, insanogluna yetmek ve yeterli gelmek durumunda. Buradan da insanoglunun her turlu fenomenal ve numenal ihtiyaci ortaya cikiyor.
Peki insanogluna bu temelde yeterli olmasi gereken nedir?
Aslinda insanoglu bilimsel ve bilissel olursa, olgusal gecerlilik ve gozlemsel yanlislanabilirlik temelinde, elindeki olgu gecerli oldugu surece bunu yeterli builmali.
Zaten bir yerde insanoglunun numenal yetersizligi, onu bilimsellikten saptirip; inancsalliga, ideolojiye, metafizige,fizik otesine v.s. kisaca bilimsel olmayana yonlerndirmiyor mu?
Sonucta insanoglu yetisi ile ortaya koydugu herseyi unutup, ya kendini kendi ortaya koydugu bir inanca ideolojiye teslim ediyor, ya da yine kendi yarattigi bir metafizik guce teslim ediyor.
Yani bir yerde yeterliligi aklinin inandigi bir dogrulama ile kendi disinda gerceklestiriyor ve boylece hem bilime bilimsel olarak ters dusuyor, hem de cagdas,guncel her turlu gelisim degisim olarak bilimsellikten koptugu yetmiyormus gibi, olgusal gecerli olan bilimsel builgiye de olabilirlik olasiligi disinda itiraz ediyor. Kisaca inanmiyor, ideoloji olarak degerlendiriyor ve aklinda dogrulayamiyor. Cunku akilda yer etmis inanci, ideolojisi ve dogrusu sabit, degismez, mutlak, ilk ve tek gercek onun icin. Iste bu varliksal gerceklik, aslinda bilimsel olmayan ve yapilandirilmis gerceklik. Cunku ortada bir gerceklik varsa, bu da insanoglu yetisinin ortaya koydugu bilgi.
Zaten insanoglu her seyi kendi dahil bilgisi ile ortaya koymuyor mu?
Iste burada aslinda, bilimsel ve bilissel olabilmek te; bir yeti. Bu yeti yalniz kazanilmasi gereken bir yeti. Yani insanoglunu her turlu ortaya koyum, dusunce ve davranis duzen ve sistem kurma adina insanlastiracak bir yeti.
Halbuki insanoglu, yetisini inanci, ideolojisi, dogrusu ve gerceginin mutlaki, teki, ilki degismezi ve sabiti ile sahiplenerek; hem yetisini koreltiyor,hem de yetisinin ufkunun onunu tikayarak her turlu bilimsel ve bilissel gelisimi onluyor.
Bunu algilamanin bas sarti, insanoglunun insanoglu temelli yola cikmasi ve once kendilik bilisselligini kazanmasi ve kendisini inanci, ideolojisi, dogrusu ve gercegi ile; baska bir fenomenal ya da numenal degere teslim etmemesi.
Kendinin kendi dahil; yetisi ile her seyi ortaya koydugunu algilamasi. Iste o zaman insanoglu yetisi, yetmek ve yeterlilik anlaminda, bilimsel ve bilissel olarak inanca, ideolojiye, dogruya ve gercege ihtiyac duymadan; geliserek ilerleyerek ve insan olarak yasayacak iliski ve duzen/sistem kuracak.
Tabi once kendi varliginin, kendi birinin ve kendi yetisinin hem birselk hem tursel bilisselligi gerekli.
Aksi insanoglunun kendi kendini teslimiyeti ve kendi turu bunyesindeki anlamsiz, gereksiz ve luzumsuz her turlu deger savaslaridir. Ustelik bu degerlerin yaraticisi olarak.
evrensel-insan- Mesaj Sayısı : 471
Kayıt tarihi : 25/05/09
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz