Bireyin Evrensel Davranisi
1 sayfadaki 1 sayfası
Bireyin Evrensel Davranisi
Herseyden once; ne ifade ne de davranis, icerik bakimindan tabii, dogal v.s. degildir. Yasam ve iliskide kazanilir.
Ustelik gunumuzun ifade ve davranisi ise; hic bir surette insan olmanin ve insanlik sunmanin onunu aydinlatan, yol gostericisi ve rehberi degildir. Aksine gunumuz ifade ve davranisi; insan olmayi ve insanlik sunmayi onleyen bir yonlendirici ve rehberdir.
Davranis, bir kavramdir. Kavrami veren, dusunce; kavrama verilen ise; ifade dir. Bu temelde bakildiginda; davranisin; dusunce, kavram ve ifade arasinda "kayboldugunu", ustelik davranisi veren ile davranisi alan arasinda; farkli dusunceler ve ifadeler icerdigini, butun bunlarin yaninda da; davranisi veren, ile, davranisi alanin ayni kisi olmadigindan dolayi da; ve iki farkli kisilerin kendi yetismislik degerleri temelinde, bir kisilik yansitmasi oldugunu dusunursek; hem davranisin; ifade eden tarafindan; hemde bu davranisin ifadesini alan tarafindan; bir ortak nokta bulmak, hemen hemen imkansizdir.
Oyuzden, birinin kendine "dogru, normal" gelen davranisi; digerine "yanlis, anormal" gelebilmektedir.
Davranis; etigin temel taslarindan biridir. Ama ne yazikki davranisa verilen karsitli degerler "iyi-kotu davranis; dogru-yanlis davranis; guzel-cirkin davranis; terbiyeli-terbiyesiz davranis; v.s." tamamen; insanlikdisi dusunce urununun eserleridir.
Genelde, din, tore, anane, gelenek, gorenek ve kultur temelli nesilden nesile aktarilan ve mumkun oldugu kadarda sabitligi, babadan ogula gecirilmeye calisan degerlerdir.
Bu degerler; kisileri oyle sarip sarmalamislardir ki; nerde, nezaman ve nasil davranilacagi; adeta, ongorulmustur. Buradaki en buyuk sorunda; bu ongorulurken, kisiler adeta birer robot olarak dusunulmustur. Yani, kisinin; davranisi icin kendi olusturacagi dusunce, ifade, algi ve yansi hic hesaba katilmamistir. Oyuzden; bir kisi; nasil davranilacagini, harfiyen uygulamak istese bile; davranisi isteyen ile, davranisi uygulayacak olanin; dusunce, algi, ifade ve yansisindan; biri veya birkaci ozdes olamayacagi icin, bu hemen hemen imkansizdir.
Sonucta; insanoglunu bir sabit cisim olarak ele alir ve buna da fiziksel yapi dersek; demekki insanoglunun hareketi; sabit kavram; gorunmeyen dusunce, gorunmeyen algi ve sadece yansiyan ifade ve fizik yapisinin bilfiil hareketidir.
Peki butun bu insanoglu yetisinin bas aktoru, yon ve yonlendiricisi ve motoru hangisidir? Tabi ki dusuncedir. Cunku, insanoglunun davranisida, algisida, yansisida, ifadeside; dusuncesine endekslidir. Ustelik bu da insanoglunun gorunmeyen yuzudur.
Iste, dusuncedeki insan olma ve insanlik sunma devrimi ve basarilmasi; davranisinda, ifadeninde, algininda, yansininda ve dolayisiyle kavraminda, devrimi demektir.
Insanoglunda; sahiplik dusuncesi olmasa, cikar dusuncesi olmasa, ayrimcilik ve ayristirma dusuncesi olmasa, bencil dusunce olmasa, v.s.; bu olmayan dusuncelerin, davranisi da, algisi da, yansisi da, ifadesi de olmaz.
Dolayisiyle; kurulacak duzen ve sistemde de; bu insanlik disi olgular yer almaz. Ozaman; inanca, soyuta, ideolojilere, gerek kalmaz. Siyasete, dine, tanriya,milliyete, ve her turlu insandisi ve insanlikdisi ogelere gerek kalmaz. Iste o zaman bilim ve felsefe de; insandisi ve insanozaleyhte olamaz.
HERSEYIN ILACI DUSUNCENIN DEVRIMIDIR. DUSUNCE DEVRIMINI YAPARSA; HERSEY ARKASINDAN GELIR. INSAN VE INSANLIK DAHIL.
Ustelik gunumuzun ifade ve davranisi ise; hic bir surette insan olmanin ve insanlik sunmanin onunu aydinlatan, yol gostericisi ve rehberi degildir. Aksine gunumuz ifade ve davranisi; insan olmayi ve insanlik sunmayi onleyen bir yonlendirici ve rehberdir.
Davranis, bir kavramdir. Kavrami veren, dusunce; kavrama verilen ise; ifade dir. Bu temelde bakildiginda; davranisin; dusunce, kavram ve ifade arasinda "kayboldugunu", ustelik davranisi veren ile davranisi alan arasinda; farkli dusunceler ve ifadeler icerdigini, butun bunlarin yaninda da; davranisi veren, ile, davranisi alanin ayni kisi olmadigindan dolayi da; ve iki farkli kisilerin kendi yetismislik degerleri temelinde, bir kisilik yansitmasi oldugunu dusunursek; hem davranisin; ifade eden tarafindan; hemde bu davranisin ifadesini alan tarafindan; bir ortak nokta bulmak, hemen hemen imkansizdir.
Oyuzden, birinin kendine "dogru, normal" gelen davranisi; digerine "yanlis, anormal" gelebilmektedir.
Davranis; etigin temel taslarindan biridir. Ama ne yazikki davranisa verilen karsitli degerler "iyi-kotu davranis; dogru-yanlis davranis; guzel-cirkin davranis; terbiyeli-terbiyesiz davranis; v.s." tamamen; insanlikdisi dusunce urununun eserleridir.
Genelde, din, tore, anane, gelenek, gorenek ve kultur temelli nesilden nesile aktarilan ve mumkun oldugu kadarda sabitligi, babadan ogula gecirilmeye calisan degerlerdir.
Bu degerler; kisileri oyle sarip sarmalamislardir ki; nerde, nezaman ve nasil davranilacagi; adeta, ongorulmustur. Buradaki en buyuk sorunda; bu ongorulurken, kisiler adeta birer robot olarak dusunulmustur. Yani, kisinin; davranisi icin kendi olusturacagi dusunce, ifade, algi ve yansi hic hesaba katilmamistir. Oyuzden; bir kisi; nasil davranilacagini, harfiyen uygulamak istese bile; davranisi isteyen ile, davranisi uygulayacak olanin; dusunce, algi, ifade ve yansisindan; biri veya birkaci ozdes olamayacagi icin, bu hemen hemen imkansizdir.
Sonucta; insanoglunu bir sabit cisim olarak ele alir ve buna da fiziksel yapi dersek; demekki insanoglunun hareketi; sabit kavram; gorunmeyen dusunce, gorunmeyen algi ve sadece yansiyan ifade ve fizik yapisinin bilfiil hareketidir.
Peki butun bu insanoglu yetisinin bas aktoru, yon ve yonlendiricisi ve motoru hangisidir? Tabi ki dusuncedir. Cunku, insanoglunun davranisida, algisida, yansisida, ifadeside; dusuncesine endekslidir. Ustelik bu da insanoglunun gorunmeyen yuzudur.
Iste, dusuncedeki insan olma ve insanlik sunma devrimi ve basarilmasi; davranisinda, ifadeninde, algininda, yansininda ve dolayisiyle kavraminda, devrimi demektir.
Insanoglunda; sahiplik dusuncesi olmasa, cikar dusuncesi olmasa, ayrimcilik ve ayristirma dusuncesi olmasa, bencil dusunce olmasa, v.s.; bu olmayan dusuncelerin, davranisi da, algisi da, yansisi da, ifadesi de olmaz.
Dolayisiyle; kurulacak duzen ve sistemde de; bu insanlik disi olgular yer almaz. Ozaman; inanca, soyuta, ideolojilere, gerek kalmaz. Siyasete, dine, tanriya,milliyete, ve her turlu insandisi ve insanlikdisi ogelere gerek kalmaz. Iste o zaman bilim ve felsefe de; insandisi ve insanozaleyhte olamaz.
HERSEYIN ILACI DUSUNCENIN DEVRIMIDIR. DUSUNCE DEVRIMINI YAPARSA; HERSEY ARKASINDAN GELIR. INSAN VE INSANLIK DAHIL.
evrensel-insan- Mesaj Sayısı : 471
Kayıt tarihi : 25/05/09
Similar topics
» Bireyin Evrensel Insanligi
» Bireyin, Evrensel-Insan Zihniyeti
» Evrensel Olmak ve Evrensel Onay Kazanmak Farki
» Nihilizm'in Evrensel Cikmazi.
» Bireyin Kendi Zihinsel Devrimi
» Bireyin, Evrensel-Insan Zihniyeti
» Evrensel Olmak ve Evrensel Onay Kazanmak Farki
» Nihilizm'in Evrensel Cikmazi.
» Bireyin Kendi Zihinsel Devrimi
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz