Neyin, Ne Oldugu Uzerine
1 sayfadaki 1 sayfası
Neyin, Ne Oldugu Uzerine
Insanoglunun duyusal ve/veya duyumsal algiladigi herhangibir seyi; cografi ve toplumsal alisilagelmisligin, yerlesmisligin ve otomatiklesmisligin temelinde ayni cografya ve toplumda nesilden nesile aktarmak adina, yine o toplum ve cografyaya ait olan sozluk algisinin tanim, tarif, anlam ve icerik olarak; aciklamasi/izah etmesidir.
Neyin ne oldugunun sozluk algisinin her turlu icerigi caga, teknige, bilime ve toplumun degisimine paralel olarak degisime ugrar, ya da ortadan kalkar, ya da icerik ve anlam degistirir.
Iste bu temelde onemli olan neyin ne oldugu degil; insanoglu eliyle oldurulan nenin nasil ve neden aciklandigi/alisilageldigi v.s. seklinde olduruldugunun algisi, bilgisi, bilinc ve farkindaligidir.
Cunku herbir ne; insanoglu eliyle, adina, icin ve ait olarak oldurulmustur ve sadece insanoglu icin gecerlidir.
Bu alisilagelmisligin her turlu dogmatik ve otoriter yonlendirim ve yaptirimin disina cikabilen, serbest dusunce; kendi beynine ait olan matematiksel/mantiksal bilgi ile kendi algisini ortayakoyabilmek adina, nenin ne oldugunu kendi ...e goresine gore, algilar, anlam ve icerik verir ve degerlendirir.
Iste tam da bu nedenden, neyin ne oldugunun ortak ortaya koyumu, degil evrensel acidan; ayni cografi ve toplumsal acidan bile mumkun olmaya bilir.
O yuzden bilhassa kendi bilgi temeli ile kisi bir neyi ortaya koyuyorsa, o neyi ortaya koymadan once, kendisinin o neden ne algiladigini aciklamasi; onun algilanmasi adina gereklidir.
Cunku gunumuzde hic bir ortaya konan nenin ortaya kondugu gibi algilanmasini her beyinden beklemek hem mantiksal degil, hem de her turlu degisen ve gelisen bilgi caginda gecerli degildir.
Ortaya konan ne, hic bir sekilde degisime ugramamis olsa bile, her turlu ideolojik/inancsal v.s. temelinde bir ...e goreye gore degisime ugrar.
O yuzden kimse bu konuda "onyargili/pesin hukumlu" dusunup davranmamali ve kullandigi bir nenin her okur tarafindan kendi verdigi gibi algilandigini dusunmemelidir.
Bu da her ortaya konan neyi, ortaya kondugu gibi, kesin mutlak, degismez v.s. degil; aksine her ortaya koyan beyne gore degisken ve goreceli yapar.
Eger oyle olmasa, birisi "ben baris icin saldiriyorum" ya da "onun iyiligi icin dovuyorum" ya da "demokrasi guc ile saglanir" ve kisaca "guclu olan haklidir, dogrudur v.s." dermiydi?
Unutmayalim ki nenin ortaya konumunun kesinlik algisi, onun baska bir anlam ve icerige gelmedigi onyargisini ve pesin hukumlulugunu getirir.
Bu da dusuncenin ufkunun sinirlanmasi, tek yone yonlendirim ve yaptirim ve ancak ya cemaatler, ya da robotlar yetistirmeye yarar.
Neyin ne oldugunun sozluk algisinin her turlu icerigi caga, teknige, bilime ve toplumun degisimine paralel olarak degisime ugrar, ya da ortadan kalkar, ya da icerik ve anlam degistirir.
Iste bu temelde onemli olan neyin ne oldugu degil; insanoglu eliyle oldurulan nenin nasil ve neden aciklandigi/alisilageldigi v.s. seklinde olduruldugunun algisi, bilgisi, bilinc ve farkindaligidir.
Cunku herbir ne; insanoglu eliyle, adina, icin ve ait olarak oldurulmustur ve sadece insanoglu icin gecerlidir.
Bu alisilagelmisligin her turlu dogmatik ve otoriter yonlendirim ve yaptirimin disina cikabilen, serbest dusunce; kendi beynine ait olan matematiksel/mantiksal bilgi ile kendi algisini ortayakoyabilmek adina, nenin ne oldugunu kendi ...e goresine gore, algilar, anlam ve icerik verir ve degerlendirir.
Iste tam da bu nedenden, neyin ne oldugunun ortak ortaya koyumu, degil evrensel acidan; ayni cografi ve toplumsal acidan bile mumkun olmaya bilir.
O yuzden bilhassa kendi bilgi temeli ile kisi bir neyi ortaya koyuyorsa, o neyi ortaya koymadan once, kendisinin o neden ne algiladigini aciklamasi; onun algilanmasi adina gereklidir.
Cunku gunumuzde hic bir ortaya konan nenin ortaya kondugu gibi algilanmasini her beyinden beklemek hem mantiksal degil, hem de her turlu degisen ve gelisen bilgi caginda gecerli degildir.
Ortaya konan ne, hic bir sekilde degisime ugramamis olsa bile, her turlu ideolojik/inancsal v.s. temelinde bir ...e goreye gore degisime ugrar.
O yuzden kimse bu konuda "onyargili/pesin hukumlu" dusunup davranmamali ve kullandigi bir nenin her okur tarafindan kendi verdigi gibi algilandigini dusunmemelidir.
Bu da her ortaya konan neyi, ortaya kondugu gibi, kesin mutlak, degismez v.s. degil; aksine her ortaya koyan beyne gore degisken ve goreceli yapar.
Eger oyle olmasa, birisi "ben baris icin saldiriyorum" ya da "onun iyiligi icin dovuyorum" ya da "demokrasi guc ile saglanir" ve kisaca "guclu olan haklidir, dogrudur v.s." dermiydi?
Unutmayalim ki nenin ortaya konumunun kesinlik algisi, onun baska bir anlam ve icerige gelmedigi onyargisini ve pesin hukumlulugunu getirir.
Bu da dusuncenin ufkunun sinirlanmasi, tek yone yonlendirim ve yaptirim ve ancak ya cemaatler, ya da robotlar yetistirmeye yarar.
evrensel-insan- Mesaj Sayısı : 471
Kayıt tarihi : 25/05/09
Similar topics
» Gercek, Hakikat, Gerceklik, Gercekcilik. Neyin Gercek Oldugu
» Yapilandiririlmislik-Ne Oldugu ve Cesitleri
» Bilgi ve Ne Oldugu
» Gozlem Uzerine
» Yeti Uzerine
» Yapilandiririlmislik-Ne Oldugu ve Cesitleri
» Bilgi ve Ne Oldugu
» Gozlem Uzerine
» Yeti Uzerine
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz