Bilgi Felsefesi
1 sayfadaki 1 sayfası
Bilgi Felsefesi
Bilgi felsefesinin bilisselligine varabilmek, yani ne oldugunu kavrayabilmek, algilayabilmek ve idrak edebilmek bilinc ve farkindaligi; bilginin bilisselligine erebilmekten gecer.
Herseyden once bilginin ne oldugundan ziyade, ne olmadiginin ortaya konmasi ve bilgi ile paralel kavramlarin neler olabileceginin algilanmasi gerekir.
Bilgi varlik temelinde "var mi/yokmu?" olarak tartisilamaz. Cunku bilgi tartisiliyorsa zaten kavram olarak vardir.
Bilgi inancsal temelde "inanma/inanmama" olarak ta tartisilamaz. Cunku inanilsa da inanilmasa da bilgikavram olarak vardir.
Bilgi dogrusal temelde "dogru mu/yanlis mi" olarak ta tartisilamaz. Hem bilgi kavram olarak vardir, hem de dogrusallik inancsal olarak gercegin dogrulanmasidir.
Bilgi gerceklik temelinde de "gercek mi/hayal mi/gercek mi/sahte mi/gercek mi/yalan mi" olarak ta tartisilamaz. Cunku bilgi kavramsal olarak gercektir.
Dolayisiyle bilgi izm ya da ideoloji, metafizik, teoloji olarak ta tartisilamaz. Cunku bunlar tabanlarina gore inanclarin dogrulanarak gerceklestirilmesidir.
Peki, o halde bilgi tartisilamaz mi? Tabi ki tartisilabilir. Bilginin tartisilabilecegi tek alan yasayabilmesine uygunlugu ve gecerliligidir.
Hersey bir bilgidir. Peki o zaman bir bilginin yasayabilmesini ve gecerliligini saglayacak olan nedir?
Iste bu sorunun cevabi her beynin bilgiye nasil yanastigina, nasil algiladigina,kullandigina, sabitledigine ve sahiplenmesine kisaca beyninin numenal yeti bilinc ve farkindalik bilisselligi duzeyine baglidir.
Ben burada sadece gecerli ve yasayan bilginin bilimsel bilgi olduguna deginecegim. Cunku diger her katagorideki bilgi tartismali, sadece inancsal dogrulamanin gerceklemesinin sadece gercekliyence gecerliligidir.
Burada onemli olan bir bilginin bir kisice v.s. degil; tum insanoglunca olan gecerliligi ve yasayabilirliginin yasatilabilirligidir. Iste bu bilgi bilimsel bilgi, yani yapilandirmaci bilgidir.
Cunku yapiulandirmaci bilgi olgusal gecerlilik ve gozlemsel yanlislanabilirligi icerir. Tek tartisma alani da budur.
Bu tartisma alaninda basta sosyal bilgi olmak uzere her turlu bilginin olgusal gecerlilik ve gozlemsel yanlislanabilirliginin tek fenomenal gozlem vereni insanogludur.
Iste bu temelde de insanoglunun her turlu yasam ve iliskisindeki numenal insanligi devreye girer.
Iste bu da etigin, sosyalligin, psikolojinin kisaca insanoglunun birlikte ve beraberce tum bilgi farklari ve tartismalari bunyesinde bir arada yasayabilmesinin konusu ve sorunudur.
Bu da temelde her bir beynin beyninde yer etmis bilimsel olmayan bilgiden arinmasi ve kurtulmasi, bu temeldeki her turlu bilgiyi qua felsefesi ve aerbest dusunurluk ile devrimci sorgulama/sorgulatma temelinde beyninde yer etmis her turlu bilginin bilimsel/olgusal/gozlemsel temeldeki bilimsel gecerliligini ve yanlislanabilirligini baz alarak degerlendirmesi anlamini tasir.
Cunku bilimsel olmayan bir bilgi, yasanabilirligi acisindan numenal zarar verir ve maalesef bilimsel olmayan temeldeki bu bilginin yasatilmasi demek; numenal yetinin tutuculugu, gericiligi, sabitligi, mutlakligi, cagdisiligi v.s. yani kisaca insanlik disiligi demektir.
Hem beyinleri korletir, dusunceyi dusundurtmez, sabitler ve en onemlisi bilimin bilimselligini inancsal, ideolojik, teolojik ve teleolojik fenomenal/dogal zihniyetin her turlu kaderci teslimiyetine teslim eder/alir.
O yuzden epistemolojiyi ve onun her turlu felsefesini bilgisel, bilissel ve bilimsel temelde cok iyi algilamak gerekir.
Bu da basta bilginin kimini, nesini, kime/neye goresini, kim/ne icin oldugunu ve her turlu datasini cok iyi bilmek ve bilisselligine erismekten gecer.
Kisaca.
Bilginin ortaya aticisi insanogludur.
Insanoglu disinda kalan hic bir fenomenin bunyesinde bilgi yoktur.
Bilgi insanoglunun hem kendini hem de ona yansi ve goruntu veren her turlu fenomenin kavramsal algisindan dogar.
Bilginin kendinin(self-sui) cesidi(sui generis) insanoglu, nedeni(causa sui) fenomenin yansimasi ve gozlem vererek insanoglunca algilanmasi ve kavramsal ortaya konmasidir.
Bu "kisaca" lar aslinda sitede basliklarda her biri kendi bunyesinde aciklanmis ve ortaya konmustur.
Son bir nokta, bilgi felsefesinin insanogluna olan dilbilgisi koksel emri "bil" eylemi "bilmek/bildirmek/belirtmek" ismi "bilgi" bunu uygulayani da "bilge" dir.
Butun bunlar "var, ol, inan" temelli kok, eylem ve isimlerden farklidir.
Bu farkin farkina varmak gerekir. Cunku zaten kendi fenomeni dahil, insanogluna yansiyan ve gozlem veren her turlu fenomenin algisi "var" dir.
Yani tum soru ve unlem temelli isaretler, isaret olarak var ile ozdeslesmistir. Bundan sonra da insanoglu bu vari oldurur, bildirir, inanca, ideolojiye, gercege, dogruya v.s. tasir ve tartisir.
Bu temelde her turlu bilgi insanoglu yapilandirilmisligidir.
Iste burada onemli olan bu yapilandirilmis bilginin olgusal gecerliligi, yasanabilir/yasatilabilirligi ve bunun gozlemsel yanlislanabilirligi, degisebilirligi, yenilenebilirligi ve bu eylemin daimiligidir. Cunku fenomen de gozlemi de, yansisi da, algisi da, kavrami da daimidir ve her yenilenis bunlari da surekli numenal yeti ufkunun sinirsizliginda ve serbestliginde yeniler.
Bu yenilenmenin her turlu fenomen temelli onunun kesilisi ise; insanoglu numenal yeti ve ufkuna konulmusbir kaderci, teslimiyetci sabit, mutlak, kesin v.s. sinirlardir.
Bu sinirlar ile her beynin kendi bilissellik duzeyindeki mucadelesi de bilimselligin, bilisselligin, bilgiselligin temelini ve gelismesini teskil eder.
__________________
Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
Herseyden once bilginin ne oldugundan ziyade, ne olmadiginin ortaya konmasi ve bilgi ile paralel kavramlarin neler olabileceginin algilanmasi gerekir.
Bilgi varlik temelinde "var mi/yokmu?" olarak tartisilamaz. Cunku bilgi tartisiliyorsa zaten kavram olarak vardir.
Bilgi inancsal temelde "inanma/inanmama" olarak ta tartisilamaz. Cunku inanilsa da inanilmasa da bilgikavram olarak vardir.
Bilgi dogrusal temelde "dogru mu/yanlis mi" olarak ta tartisilamaz. Hem bilgi kavram olarak vardir, hem de dogrusallik inancsal olarak gercegin dogrulanmasidir.
Bilgi gerceklik temelinde de "gercek mi/hayal mi/gercek mi/sahte mi/gercek mi/yalan mi" olarak ta tartisilamaz. Cunku bilgi kavramsal olarak gercektir.
Dolayisiyle bilgi izm ya da ideoloji, metafizik, teoloji olarak ta tartisilamaz. Cunku bunlar tabanlarina gore inanclarin dogrulanarak gerceklestirilmesidir.
Peki, o halde bilgi tartisilamaz mi? Tabi ki tartisilabilir. Bilginin tartisilabilecegi tek alan yasayabilmesine uygunlugu ve gecerliligidir.
Hersey bir bilgidir. Peki o zaman bir bilginin yasayabilmesini ve gecerliligini saglayacak olan nedir?
Iste bu sorunun cevabi her beynin bilgiye nasil yanastigina, nasil algiladigina,kullandigina, sabitledigine ve sahiplenmesine kisaca beyninin numenal yeti bilinc ve farkindalik bilisselligi duzeyine baglidir.
Ben burada sadece gecerli ve yasayan bilginin bilimsel bilgi olduguna deginecegim. Cunku diger her katagorideki bilgi tartismali, sadece inancsal dogrulamanin gerceklemesinin sadece gercekliyence gecerliligidir.
Burada onemli olan bir bilginin bir kisice v.s. degil; tum insanoglunca olan gecerliligi ve yasayabilirliginin yasatilabilirligidir. Iste bu bilgi bilimsel bilgi, yani yapilandirmaci bilgidir.
Cunku yapiulandirmaci bilgi olgusal gecerlilik ve gozlemsel yanlislanabilirligi icerir. Tek tartisma alani da budur.
Bu tartisma alaninda basta sosyal bilgi olmak uzere her turlu bilginin olgusal gecerlilik ve gozlemsel yanlislanabilirliginin tek fenomenal gozlem vereni insanogludur.
Iste bu temelde de insanoglunun her turlu yasam ve iliskisindeki numenal insanligi devreye girer.
Iste bu da etigin, sosyalligin, psikolojinin kisaca insanoglunun birlikte ve beraberce tum bilgi farklari ve tartismalari bunyesinde bir arada yasayabilmesinin konusu ve sorunudur.
Bu da temelde her bir beynin beyninde yer etmis bilimsel olmayan bilgiden arinmasi ve kurtulmasi, bu temeldeki her turlu bilgiyi qua felsefesi ve aerbest dusunurluk ile devrimci sorgulama/sorgulatma temelinde beyninde yer etmis her turlu bilginin bilimsel/olgusal/gozlemsel temeldeki bilimsel gecerliligini ve yanlislanabilirligini baz alarak degerlendirmesi anlamini tasir.
Cunku bilimsel olmayan bir bilgi, yasanabilirligi acisindan numenal zarar verir ve maalesef bilimsel olmayan temeldeki bu bilginin yasatilmasi demek; numenal yetinin tutuculugu, gericiligi, sabitligi, mutlakligi, cagdisiligi v.s. yani kisaca insanlik disiligi demektir.
Hem beyinleri korletir, dusunceyi dusundurtmez, sabitler ve en onemlisi bilimin bilimselligini inancsal, ideolojik, teolojik ve teleolojik fenomenal/dogal zihniyetin her turlu kaderci teslimiyetine teslim eder/alir.
O yuzden epistemolojiyi ve onun her turlu felsefesini bilgisel, bilissel ve bilimsel temelde cok iyi algilamak gerekir.
Bu da basta bilginin kimini, nesini, kime/neye goresini, kim/ne icin oldugunu ve her turlu datasini cok iyi bilmek ve bilisselligine erismekten gecer.
Kisaca.
Bilginin ortaya aticisi insanogludur.
Insanoglu disinda kalan hic bir fenomenin bunyesinde bilgi yoktur.
Bilgi insanoglunun hem kendini hem de ona yansi ve goruntu veren her turlu fenomenin kavramsal algisindan dogar.
Bilginin kendinin(self-sui) cesidi(sui generis) insanoglu, nedeni(causa sui) fenomenin yansimasi ve gozlem vererek insanoglunca algilanmasi ve kavramsal ortaya konmasidir.
Bu "kisaca" lar aslinda sitede basliklarda her biri kendi bunyesinde aciklanmis ve ortaya konmustur.
Son bir nokta, bilgi felsefesinin insanogluna olan dilbilgisi koksel emri "bil" eylemi "bilmek/bildirmek/belirtmek" ismi "bilgi" bunu uygulayani da "bilge" dir.
Butun bunlar "var, ol, inan" temelli kok, eylem ve isimlerden farklidir.
Bu farkin farkina varmak gerekir. Cunku zaten kendi fenomeni dahil, insanogluna yansiyan ve gozlem veren her turlu fenomenin algisi "var" dir.
Yani tum soru ve unlem temelli isaretler, isaret olarak var ile ozdeslesmistir. Bundan sonra da insanoglu bu vari oldurur, bildirir, inanca, ideolojiye, gercege, dogruya v.s. tasir ve tartisir.
Bu temelde her turlu bilgi insanoglu yapilandirilmisligidir.
Iste burada onemli olan bu yapilandirilmis bilginin olgusal gecerliligi, yasanabilir/yasatilabilirligi ve bunun gozlemsel yanlislanabilirligi, degisebilirligi, yenilenebilirligi ve bu eylemin daimiligidir. Cunku fenomen de gozlemi de, yansisi da, algisi da, kavrami da daimidir ve her yenilenis bunlari da surekli numenal yeti ufkunun sinirsizliginda ve serbestliginde yeniler.
Bu yenilenmenin her turlu fenomen temelli onunun kesilisi ise; insanoglu numenal yeti ve ufkuna konulmusbir kaderci, teslimiyetci sabit, mutlak, kesin v.s. sinirlardir.
Bu sinirlar ile her beynin kendi bilissellik duzeyindeki mucadelesi de bilimselligin, bilisselligin, bilgiselligin temelini ve gelismesini teskil eder.
__________________
Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
evrensel-insan- Mesaj Sayısı : 471
Kayıt tarihi : 25/05/09
Similar topics
» Bilgi Felsefesi Ve Teorileri
» Haber / Bilgi / Yorum Farkı / İlişkisi-Qua Felsefesi
» Nesnellik ile yapisallik Farki
» Bilgi Cagi ve Bilgi Toplumu
» Cikis Felsefesi
» Haber / Bilgi / Yorum Farkı / İlişkisi-Qua Felsefesi
» Nesnellik ile yapisallik Farki
» Bilgi Cagi ve Bilgi Toplumu
» Cikis Felsefesi
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz