Felsefeye/Bilime Felsefi/Bilimsel Yanasim Farki
1 sayfadaki 1 sayfası
Felsefeye/Bilime Felsefi/Bilimsel Yanasim Farki
Saygideger arkadaslar;
Sitedeki konu basliklarindaki mesajlasmalarin icerigi gozlemlendiginde; bir sey one cikiyor.
FELSEFEYE, FELSEFI BAKIS ACISI ve Yanasimi.
Konumuz, ister varlik, ister varligin gercekligi, ister varligin mustakilligi olsun. Bu temelde de, ister, nesnel, maddesel, gorunussel, fiziksel, kimyasal ve bunlarin epistemolojik belirtilen en kucugu, yada en buyugu olsun; FELSEFI YANASIM, MONIZM VE DUALIZM ILE SINIRLIDIR.
Yani, dogal zihniyetin; felsefeye felsefi yanasimi, ya monist, ya da dualisttir.
Bu temelde zaten;
Birincisi, monist bakisacilarindan; ideolik inacsal temelli dogru rehberliginde one
cikan monist yanasimlar; kendi icinde dogruluk mcadelesi vermektedirler. Bu da monizmin, mono olarak hangi felsefi temeli alirsa alsin, hem diger monist temellere, hem de dualist temele karsi bir uyumu soz konusu degildir.
Ayni sey dualizm icinde gecerlidir. Cunku dualizmin temeli DIYALEKTIGE DAYANIR ve bu diyalektigin, dualitik birlesiminden, bilhassa kulak ve ses dilinin noktalama icerikli yapilanis ve isleyisinden dolayi, bir diyalektik monizm soz konusudur. Yani, dualizm kabullenilir, fakat bu dualitik birlesim temellerinden birinin digerine zamansal ilk ve/veya oncelik kosuluyla.
Iste felsefenin, felsefi yanasiminin bu zamansal alisilagelmisligi, dusunceyi; mutlaka bir ilke, onceye yonelmeye zorlar.
Dolayisiyle, varlik tartismasi; ister mustakillik, ister gercek temelinde olsun "varlik nedir?" den ziyade "benim inandigim ideolojinin ilkledigi, onceledigi varlik dogrudur/vardir" tartismasina doner.
Iste bu nedenden, felsefe; bilimsel ve ORTAYA KOYUCU, TUM RESMI VERICI, DISARIDAN BAKIS ACILI VE NOTR ALGILI degildir ve dogal zihniyet bunyesinde de olamaz. Cunku dogal zihniyetin ufku, diyalektikle son bulur. Onun vereni ve otesi ortaya konan felsefenin felsefi yanassimi ile mumkun degildir.
Bu temelde de felsefi yanasim ve bakis acisi; IDEOLOJI, INANCSALLIK VE DOGRULUK ile sinirlidir. Tabi ki ideoloji, inanc ve dogru farkliliklarindan dolayi da, tartismasi; KESINLIKCI, MUTLAKLI, ISPATLI, DETERMINIST icerikte ve anlamdadir.
Bu da zihniyet ve onun dusuncesi UFKUNUN ACIKLIGINI KAPATMAK anlamina gelir.
Halbuki felsefeye, bilimsel yanasim; herseyden once insanoglu turu ve biri faktorunu, onun NESNELLIGINDEN ZIYADE; OZNELLIGINI, OZELLIGINI SOYUTLAMASINI VE ORTAYA KOYMASINI one cikarir.
Bu da otomatikman; epistemolojinin DEGISKENLIK, GERCEKLIK NOTRLUK, QUA ICERIKLILIK, temelinde; diyalektik tikanikligin tikanikligini acmak ve felsefeyi, felsefi degilde; bildirilen, belirtilen ve ortaya konan, ortaya koyan ve ortaya konum temelinde ve tum ideolojik, inancsal, dogrusal resmin goruntusunu vererek ve bu verimin faktoru INSANOGLU TURU VE BIRININ faktor olarak alternatifsizligini ve one cikisini algilayarak ve farkina vararak degerlendirmek anlamini tasir.
Burada, her zaman belirtildigi gibi; insanoglu turu ve birinin; diger her fiziksel, nesnel, maddesel, gorunussel, somut varlik gibi bir icerigi oldugu, zaten insanoglunu,m hem mustakillik, hem de gercek temelde felsefi bakis acisindan maddesel, nesnel, somut v.s. yapar.
Iste burada felsefi bakis acisinin, algilayamadigi, farkina varamadigi, bilincine cikaramadigi; INSANOGLU TURU VE BIRINDE OLUPTA, DIGER MUSTAKIL VE GERCEK OLARAK FELSEFI NITELENDIRILEN VARLIKLARDA OLMAYAN; diyalektik monizmin diger ucu olan; dusunsellik, oznellik, ozellik, soyutluktur.
Yani felsefeye gore; madde nasil maddesel, soyut nasil inancsal sa ve biribiriyle karsitsa; insanoglu bu karsitligi bunyesinde tasiyan; hem maddesel, hem de inancsal olmasidir.
Iste insanoglunun, felsefenin; felsefi tarihler boyu tartismasini, insanoglu kendi varlik bunyesinde DUALITY OLARAK barindirir.
Iste asil, ufuk ise bundan sonra gelir. Bu ufukta, insanoglu turu ve birinin, diger mustakil ve gercek varliklarda olmayan bu duality yapisinin ISLEYISINI VE DIYALEKTIGINI VEREN UCUNCU BIR NOKTA OLAN KAVRAMDIR.
Iste bu kavram sayesinde; insanoglu, hem kendi dualitisini, hem de felsefi monizmi ortaya koyabilir.
Bu da insanoglu turu ve birini, bir ust asamaya, duality otesi bir ucleme tasir. Iste bu uclemin, algisi, farkindaligi ve bilinci, ancak neyin ne oldugunu, ne olarak nasil oldugunu ve neden oyle oldugunu BILIMSEL OLARAK ortaya koyabilir.
Iste epistemolojik gerceklik, Insanoglunun bu mustakil ve gercek varlik temelli DUALITISINE; epistemolojinin temeli kavrami hem yanlislanabilirlik, hem de degisebilirlik temelinde katarak; zihniyetin her konudaki her turlu ufkunun onunu engel olmayan bir sekilde acmaktadir ve ozgur birakmaktadir.
Iste insanoglu turunun dogumdan beri aldigi ve kendisine verilen tum sinirlar, kesinlikler, mutlaklar, tabular, degerler, teslimiyetler, tikanikliklar, noktalar, kaliplar, yasalar, kurallar v.s. kisaca; olgu ve kurgular; BULGU, BILGI temelinde OZGUR KALMAKTA; hic bir kisitlama, herhangibir konu icerik ve anlam icin bir sinir teskil edememektedir.
Iste bilimin ve bilimselligin onunu acik tutacak olan da, insanoglunun bu acik ve serbest ufkudur.
Tabi bu ufuk ortada yok ise; felsefenin felsefi temelli ideolojik, inancsal, dogrusal tarismalari; hem bir yarar saglamadigi gibi; insanoglunun her turlu mustakil ve gercek varlik algisini, farkindaligini ve bilince cikmasini da erteleyecek ve gundeme getirmeyecektir.
Zaten emperyalist zihniyetin; dogal zihniyet ve dogal ego temelli her turlu soyutlama da, dilde, felsefe de, bilimde KALICI VE MUTLAK kilmak istedigi de, bu determinizmdir.
Cunku emperyalist zihniyet; insanoglunun dualist yapisini algilamis ve bu dualist yapilanisin monist isleyisinin her turlu monist ayrimciligini ve birbirleriyle savastirimini ustlenmistir.
Ama; maalesef; emperyalist zihniyet kendini algilayamamis ve kendi zihniyetini vereni ortaya koyamamistir. Iste bu uclem olarak ortaya koyum, insanoglunun emperyalist zihniyet ve onun ayrimci, cikarci v.s. dogal zihniyet ve dogal egosundan ozgurluk anlamini ve INSANSAL ZIHNIYET anlamini tasir.
Aksi, felsefenin felsefi bakis acisinin, dilde, bilimde ve felsefe de emperyalist zihniyet ile sinirliligi ve insanoglu turunun kendi bunyesindeki her turlu ayrimciligi, kisaca gunumuzun tarihler boyu devam eden insanoglu turu arasi ustunluk, hakimiyet ve teslimiyet yarisidir.
Su anki, bilimde de, felsefede de olan budur.
Saygilarimla;
evrensel-insan
Sitedeki konu basliklarindaki mesajlasmalarin icerigi gozlemlendiginde; bir sey one cikiyor.
FELSEFEYE, FELSEFI BAKIS ACISI ve Yanasimi.
Konumuz, ister varlik, ister varligin gercekligi, ister varligin mustakilligi olsun. Bu temelde de, ister, nesnel, maddesel, gorunussel, fiziksel, kimyasal ve bunlarin epistemolojik belirtilen en kucugu, yada en buyugu olsun; FELSEFI YANASIM, MONIZM VE DUALIZM ILE SINIRLIDIR.
Yani, dogal zihniyetin; felsefeye felsefi yanasimi, ya monist, ya da dualisttir.
Bu temelde zaten;
Birincisi, monist bakisacilarindan; ideolik inacsal temelli dogru rehberliginde one
cikan monist yanasimlar; kendi icinde dogruluk mcadelesi vermektedirler. Bu da monizmin, mono olarak hangi felsefi temeli alirsa alsin, hem diger monist temellere, hem de dualist temele karsi bir uyumu soz konusu degildir.
Ayni sey dualizm icinde gecerlidir. Cunku dualizmin temeli DIYALEKTIGE DAYANIR ve bu diyalektigin, dualitik birlesiminden, bilhassa kulak ve ses dilinin noktalama icerikli yapilanis ve isleyisinden dolayi, bir diyalektik monizm soz konusudur. Yani, dualizm kabullenilir, fakat bu dualitik birlesim temellerinden birinin digerine zamansal ilk ve/veya oncelik kosuluyla.
Iste felsefenin, felsefi yanasiminin bu zamansal alisilagelmisligi, dusunceyi; mutlaka bir ilke, onceye yonelmeye zorlar.
Dolayisiyle, varlik tartismasi; ister mustakillik, ister gercek temelinde olsun "varlik nedir?" den ziyade "benim inandigim ideolojinin ilkledigi, onceledigi varlik dogrudur/vardir" tartismasina doner.
Iste bu nedenden, felsefe; bilimsel ve ORTAYA KOYUCU, TUM RESMI VERICI, DISARIDAN BAKIS ACILI VE NOTR ALGILI degildir ve dogal zihniyet bunyesinde de olamaz. Cunku dogal zihniyetin ufku, diyalektikle son bulur. Onun vereni ve otesi ortaya konan felsefenin felsefi yanassimi ile mumkun degildir.
Bu temelde de felsefi yanasim ve bakis acisi; IDEOLOJI, INANCSALLIK VE DOGRULUK ile sinirlidir. Tabi ki ideoloji, inanc ve dogru farkliliklarindan dolayi da, tartismasi; KESINLIKCI, MUTLAKLI, ISPATLI, DETERMINIST icerikte ve anlamdadir.
Bu da zihniyet ve onun dusuncesi UFKUNUN ACIKLIGINI KAPATMAK anlamina gelir.
Halbuki felsefeye, bilimsel yanasim; herseyden once insanoglu turu ve biri faktorunu, onun NESNELLIGINDEN ZIYADE; OZNELLIGINI, OZELLIGINI SOYUTLAMASINI VE ORTAYA KOYMASINI one cikarir.
Bu da otomatikman; epistemolojinin DEGISKENLIK, GERCEKLIK NOTRLUK, QUA ICERIKLILIK, temelinde; diyalektik tikanikligin tikanikligini acmak ve felsefeyi, felsefi degilde; bildirilen, belirtilen ve ortaya konan, ortaya koyan ve ortaya konum temelinde ve tum ideolojik, inancsal, dogrusal resmin goruntusunu vererek ve bu verimin faktoru INSANOGLU TURU VE BIRININ faktor olarak alternatifsizligini ve one cikisini algilayarak ve farkina vararak degerlendirmek anlamini tasir.
Burada, her zaman belirtildigi gibi; insanoglu turu ve birinin; diger her fiziksel, nesnel, maddesel, gorunussel, somut varlik gibi bir icerigi oldugu, zaten insanoglunu,m hem mustakillik, hem de gercek temelde felsefi bakis acisindan maddesel, nesnel, somut v.s. yapar.
Iste burada felsefi bakis acisinin, algilayamadigi, farkina varamadigi, bilincine cikaramadigi; INSANOGLU TURU VE BIRINDE OLUPTA, DIGER MUSTAKIL VE GERCEK OLARAK FELSEFI NITELENDIRILEN VARLIKLARDA OLMAYAN; diyalektik monizmin diger ucu olan; dusunsellik, oznellik, ozellik, soyutluktur.
Yani felsefeye gore; madde nasil maddesel, soyut nasil inancsal sa ve biribiriyle karsitsa; insanoglu bu karsitligi bunyesinde tasiyan; hem maddesel, hem de inancsal olmasidir.
Iste insanoglunun, felsefenin; felsefi tarihler boyu tartismasini, insanoglu kendi varlik bunyesinde DUALITY OLARAK barindirir.
Iste asil, ufuk ise bundan sonra gelir. Bu ufukta, insanoglu turu ve birinin, diger mustakil ve gercek varliklarda olmayan bu duality yapisinin ISLEYISINI VE DIYALEKTIGINI VEREN UCUNCU BIR NOKTA OLAN KAVRAMDIR.
Iste bu kavram sayesinde; insanoglu, hem kendi dualitisini, hem de felsefi monizmi ortaya koyabilir.
Bu da insanoglu turu ve birini, bir ust asamaya, duality otesi bir ucleme tasir. Iste bu uclemin, algisi, farkindaligi ve bilinci, ancak neyin ne oldugunu, ne olarak nasil oldugunu ve neden oyle oldugunu BILIMSEL OLARAK ortaya koyabilir.
Iste epistemolojik gerceklik, Insanoglunun bu mustakil ve gercek varlik temelli DUALITISINE; epistemolojinin temeli kavrami hem yanlislanabilirlik, hem de degisebilirlik temelinde katarak; zihniyetin her konudaki her turlu ufkunun onunu engel olmayan bir sekilde acmaktadir ve ozgur birakmaktadir.
Iste insanoglu turunun dogumdan beri aldigi ve kendisine verilen tum sinirlar, kesinlikler, mutlaklar, tabular, degerler, teslimiyetler, tikanikliklar, noktalar, kaliplar, yasalar, kurallar v.s. kisaca; olgu ve kurgular; BULGU, BILGI temelinde OZGUR KALMAKTA; hic bir kisitlama, herhangibir konu icerik ve anlam icin bir sinir teskil edememektedir.
Iste bilimin ve bilimselligin onunu acik tutacak olan da, insanoglunun bu acik ve serbest ufkudur.
Tabi bu ufuk ortada yok ise; felsefenin felsefi temelli ideolojik, inancsal, dogrusal tarismalari; hem bir yarar saglamadigi gibi; insanoglunun her turlu mustakil ve gercek varlik algisini, farkindaligini ve bilince cikmasini da erteleyecek ve gundeme getirmeyecektir.
Zaten emperyalist zihniyetin; dogal zihniyet ve dogal ego temelli her turlu soyutlama da, dilde, felsefe de, bilimde KALICI VE MUTLAK kilmak istedigi de, bu determinizmdir.
Cunku emperyalist zihniyet; insanoglunun dualist yapisini algilamis ve bu dualist yapilanisin monist isleyisinin her turlu monist ayrimciligini ve birbirleriyle savastirimini ustlenmistir.
Ama; maalesef; emperyalist zihniyet kendini algilayamamis ve kendi zihniyetini vereni ortaya koyamamistir. Iste bu uclem olarak ortaya koyum, insanoglunun emperyalist zihniyet ve onun ayrimci, cikarci v.s. dogal zihniyet ve dogal egosundan ozgurluk anlamini ve INSANSAL ZIHNIYET anlamini tasir.
Aksi, felsefenin felsefi bakis acisinin, dilde, bilimde ve felsefe de emperyalist zihniyet ile sinirliligi ve insanoglu turunun kendi bunyesindeki her turlu ayrimciligi, kisaca gunumuzun tarihler boyu devam eden insanoglu turu arasi ustunluk, hakimiyet ve teslimiyet yarisidir.
Su anki, bilimde de, felsefede de olan budur.
Saygilarimla;
evrensel-insan
evrensel-insan- Mesaj Sayısı : 471
Kayıt tarihi : 25/05/09
Similar topics
» Itaat ve Saygi Farki/Iliskisi Birey/Kisi Farki
» Felsefi Temelde Din Kavrami
» Duygusal-Mantiksal Yanasim Farki
» Bilimin Felsefesi ve Bilimsel felsefe Nedir?, Farki Nedir?
» Etik Bilim ile Bilimsel Etik Farki
» Felsefi Temelde Din Kavrami
» Duygusal-Mantiksal Yanasim Farki
» Bilimin Felsefesi ve Bilimsel felsefe Nedir?, Farki Nedir?
» Etik Bilim ile Bilimsel Etik Farki
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz