Insanoglunun Kendi Kendini Degersizlestirmesi
1 sayfadaki 1 sayfası
Insanoglunun Kendi Kendini Degersizlestirmesi
Insanoglu, beyninin zihinsel yeti ve fonksiyonlari ile kendi kendini degersizlestiren/onemsemeyen/ ve ustelik kendisini degersizlestirecek ve onemsetmeyecek olan yarattigi degerleri ile bunu kendine saglayan bir turdur.
Bunun ilki, "sahte kendicilik" tir.
Yani, herseyin kendi icin var oldugunu, ve yaratildigini dusunmesi- Yani kendini bu sekilde yaratana yonelik duyulan kulluk ve teslimiyet
Bunun ikincisi de " bilisselsizliktir"
Yani kendisini mutlaka bir varlik ile ozdes gormesi material obje olarak algilamasi- Yani kendi niteligini algilayamamasi ve bunu kendine degil, material objeligine baglamasi
Iste bu ikisinin getirdigi ise, ortak olarak kolelik ve teslimiyettir.
Insanoglunun evrildiginden bu yana, bunun farkina varanlar; bu iki algiyi, kullanarak kendi cikarlari Adina yoneten/yonlendiren ve yonetilen/yonlendirilen olarak sistemlestirmisler, dozen haline getirmisler, ve her turlu yasam ve iliskilerini bu iki algi temelinde kurmuslardir.
Iste zaten tum ideolojiler, inancsallar, izmler etik olusumlar da zaten bu iki algi temelinde kurulmustur.
Ustelik bunun farkindaligi bilincli olarak bu iki algiyi daimi guncel tutmus ve yonettiklerinin, yonlendirdiklerinin bunun farkina varmamasi icin, her turlu egitim ve ogretimini ve de yetistirimini bu temel uzerine insa etmistir.
Yani oyle ya da boyle "insanoglu degersizdir, sadece ondan istenen degerler icin yasar ve iliski kurar, bu onun evrimsel ya da yaratilissal kaderidir, dogaldir ve buna karsi gelinemez, budunya insanoglu icin, sadece bu degerlere hizmet etme dunyasidir. Cunku ya onu yaratan tanri, boyle buyurmustur, ya da insanoglunun bir tastan, atomdan, maddeden hic bir farki yoktur"
Kisaca insanoglu kendi dogal zihniyeti ile, kendi degerinin yetilerinin farkina varamamis ve bunlari ya tanrisina vermistir, ya da material obje olarak es gecmistir.
Iste bunun farkindaligi da bunu kullananlari ve bu temelde kullanilanlari farkini yaratmistir.
Bu alginin ilki, once bilince cikmasin diye, uzeri ortulmus ve ronesans ile birlikte tekrar sorgulanmaya baslamistir.
Ikincisinin tarihinin baslamasi da post modernism eli ile insanoglu kendine tanistirmistir.
Tabi ki bu post modernism iki sekilde gelismistir. Hem bu iki algi zorunlulugunu kanunlar eli ile bir cesit gonullu yapmak, hem de bu dusunceyi ozgur birakarak bunun degismeyecegi propagandasini yapmak.
Diger bir yapilan da her turlu deger algisi bunyesinde insanoglu arasinda deger ayrimi savaslarini cikarmak ve koruklemek.
Yani ideolojileri inancsallari izmleri etik degerleri biri biri ile savastirmak.
Bugun insanoglu hala bu iki algiyi sorgulayamamakta, sanki icinde bulundugu durum rahatmis gibi kendini kandirmakta ve bunun degisemeyecegi gibi bir teslimiyet/kadercilik algisi tasimaktadir.
Ya da tamamen toplumsal yapidan koparak, bireyci olarak "her koyun kendi bacagindan asilir" dusuncesi ile, sadece kendi icin her seyi mesru ve mubah kilmaktadir.
Cunku post modernism, bir yerde; "ben, bencilik, bencillik, bananecilik, bireycilik" farkindaligidir.
Yani deger, salt birey uzerinden one cikmaktadir. Bu da algi ve dusunce temelinde, ya kisiyi pasiflestirmekte, ya da isyan ettirmekte, ya da caresiz birakmaktadir.
Halbuki insanoglunun farkina varmasi gereken, bu iki alginin da kendi zihninin bir urunu oldugu ve bugunku her turlu ayrimciliginin ve tur bunyesi savasiminin da kaynaginin bu algilar oldugudur.
Diger bir farkina varmasi gereken, bu degerleri verenin kendi oldugu, verdigi bu degerler ile kendini degersizlestirdigi; kendi degeri olmasa, digger degerlerin hic bir anlam ifade etmeyecegi oldugudur.
Iste bu iki farkindalik, bir yerde kendi bunyesinde; bu farkindaliklari kendi cikarina kullanan yoneten ve yonlendirenlerin de algilanmasini saglayacak; bu iki alginin bir kader caresizlik dogallik v.s. olmadiginin, sadece digger degerlerin temelinin cikar oldugunun ve de sadece ayrimciligin savaslarina yaradiginin algisi olusacaktir.
Insanoglu ne bir kuldur, ne de bir maddedir ve dolasyisi ile ne de bir degerler kolesidir.
Ustelik butun bunlari kendi zihinsel yetisi ile yaratan sistemlestiren ve kendini de bu gegerler onunde degersiz kilan da, kendisidir.
Iste bunun algisi ve farkindaliginin getirdigi bilinc, insanoglunun "kendilik bilisselligi" dir.
Bunun ilki, "sahte kendicilik" tir.
Yani, herseyin kendi icin var oldugunu, ve yaratildigini dusunmesi- Yani kendini bu sekilde yaratana yonelik duyulan kulluk ve teslimiyet
Bunun ikincisi de " bilisselsizliktir"
Yani kendisini mutlaka bir varlik ile ozdes gormesi material obje olarak algilamasi- Yani kendi niteligini algilayamamasi ve bunu kendine degil, material objeligine baglamasi
Iste bu ikisinin getirdigi ise, ortak olarak kolelik ve teslimiyettir.
Insanoglunun evrildiginden bu yana, bunun farkina varanlar; bu iki algiyi, kullanarak kendi cikarlari Adina yoneten/yonlendiren ve yonetilen/yonlendirilen olarak sistemlestirmisler, dozen haline getirmisler, ve her turlu yasam ve iliskilerini bu iki algi temelinde kurmuslardir.
Iste zaten tum ideolojiler, inancsallar, izmler etik olusumlar da zaten bu iki algi temelinde kurulmustur.
Ustelik bunun farkindaligi bilincli olarak bu iki algiyi daimi guncel tutmus ve yonettiklerinin, yonlendirdiklerinin bunun farkina varmamasi icin, her turlu egitim ve ogretimini ve de yetistirimini bu temel uzerine insa etmistir.
Yani oyle ya da boyle "insanoglu degersizdir, sadece ondan istenen degerler icin yasar ve iliski kurar, bu onun evrimsel ya da yaratilissal kaderidir, dogaldir ve buna karsi gelinemez, budunya insanoglu icin, sadece bu degerlere hizmet etme dunyasidir. Cunku ya onu yaratan tanri, boyle buyurmustur, ya da insanoglunun bir tastan, atomdan, maddeden hic bir farki yoktur"
Kisaca insanoglu kendi dogal zihniyeti ile, kendi degerinin yetilerinin farkina varamamis ve bunlari ya tanrisina vermistir, ya da material obje olarak es gecmistir.
Iste bunun farkindaligi da bunu kullananlari ve bu temelde kullanilanlari farkini yaratmistir.
Bu alginin ilki, once bilince cikmasin diye, uzeri ortulmus ve ronesans ile birlikte tekrar sorgulanmaya baslamistir.
Ikincisinin tarihinin baslamasi da post modernism eli ile insanoglu kendine tanistirmistir.
Tabi ki bu post modernism iki sekilde gelismistir. Hem bu iki algi zorunlulugunu kanunlar eli ile bir cesit gonullu yapmak, hem de bu dusunceyi ozgur birakarak bunun degismeyecegi propagandasini yapmak.
Diger bir yapilan da her turlu deger algisi bunyesinde insanoglu arasinda deger ayrimi savaslarini cikarmak ve koruklemek.
Yani ideolojileri inancsallari izmleri etik degerleri biri biri ile savastirmak.
Bugun insanoglu hala bu iki algiyi sorgulayamamakta, sanki icinde bulundugu durum rahatmis gibi kendini kandirmakta ve bunun degisemeyecegi gibi bir teslimiyet/kadercilik algisi tasimaktadir.
Ya da tamamen toplumsal yapidan koparak, bireyci olarak "her koyun kendi bacagindan asilir" dusuncesi ile, sadece kendi icin her seyi mesru ve mubah kilmaktadir.
Cunku post modernism, bir yerde; "ben, bencilik, bencillik, bananecilik, bireycilik" farkindaligidir.
Yani deger, salt birey uzerinden one cikmaktadir. Bu da algi ve dusunce temelinde, ya kisiyi pasiflestirmekte, ya da isyan ettirmekte, ya da caresiz birakmaktadir.
Halbuki insanoglunun farkina varmasi gereken, bu iki alginin da kendi zihninin bir urunu oldugu ve bugunku her turlu ayrimciliginin ve tur bunyesi savasiminin da kaynaginin bu algilar oldugudur.
Diger bir farkina varmasi gereken, bu degerleri verenin kendi oldugu, verdigi bu degerler ile kendini degersizlestirdigi; kendi degeri olmasa, digger degerlerin hic bir anlam ifade etmeyecegi oldugudur.
Iste bu iki farkindalik, bir yerde kendi bunyesinde; bu farkindaliklari kendi cikarina kullanan yoneten ve yonlendirenlerin de algilanmasini saglayacak; bu iki alginin bir kader caresizlik dogallik v.s. olmadiginin, sadece digger degerlerin temelinin cikar oldugunun ve de sadece ayrimciligin savaslarina yaradiginin algisi olusacaktir.
Insanoglu ne bir kuldur, ne de bir maddedir ve dolasyisi ile ne de bir degerler kolesidir.
Ustelik butun bunlari kendi zihinsel yetisi ile yaratan sistemlestiren ve kendini de bu gegerler onunde degersiz kilan da, kendisidir.
Iste bunun algisi ve farkindaliginin getirdigi bilinc, insanoglunun "kendilik bilisselligi" dir.
evrensel-insan- Mesaj Sayısı : 471
Kayıt tarihi : 25/05/09
Similar topics
» Insanoglunun Kendi Kendini Degersizlestirmesi
» Disi/Erkek Uzerine Insanoglunun Zihinsel Degil, Gorunussel Farki
» Kendi (Self), Ego(Verilen/Alinan Kendi)'nin, Bilinc ve Farkindalik, Farki
» Insanoglunun Niceligi mi? Niteligi mi?
» Insanoglunun Davranisi Uzerine
» Disi/Erkek Uzerine Insanoglunun Zihinsel Degil, Gorunussel Farki
» Kendi (Self), Ego(Verilen/Alinan Kendi)'nin, Bilinc ve Farkindalik, Farki
» Insanoglunun Niceligi mi? Niteligi mi?
» Insanoglunun Davranisi Uzerine
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz