Cagdas Yasam ve Iliski Ozgur/Serbest Birey Farki
1 sayfadaki 1 sayfası
Cagdas Yasam ve Iliski Ozgur/Serbest Birey Farki
Bir kisinin caga uygun olarak yasam ve iliski surebilmesi icin; once cagin bilisselligi gerekir.
Cagimiz bilgi ve bilisim cagidir.
Bir bireyin cagdas yasam ve iliskisi iki farkli faktore baglidir.
Birinci faktor, ozgur birey olabilme faktorudur.
Ozgur birey olabilmek, bireyin kendisinden ziyade; yasam ve iliski surdugu ulkesine toplumuna duzenine sistemine kisaca ozgur bir birey olarak yetisip yetismemesine baglidir.
Ne demektir ozgur birey?
Ozgur birey demek, birey olarak her turlu dusunce ve davranisini yasam ve iliskisinde kendi adina dile getirebilmesi demektir.
Bunun icin bulundugu ortam ozgur birey yetistiren bir ortam olmalidir. Yani devlet her turlu sekilde bireyin kendi iradesi ile kendi degerleri ile yetisebilmesi egitim alabilmesi icin uygun olmalidir.
Boyle bir devletin herhangi bir belirli ustun hakim bireyine dayattigi bir etigi yoktur.
Tek etigi, o da bireyler birbiri uzerinde hakimiyet ve ustunluk kurmamasi adina; evrensel hukuk ve insan haklari temelinde bireyin hem hak ve ozgurlugunu saglamak, hem de hak ve ozgurlugu ihlal etmesini onlemektir.
Bir birey kendi adina hak ve ozgurluk talep ederken, baskasinin kendi adina hak ve ozgurluk talebini ihlal etmemelidir. Yani hak ve ozgurluk adaletini devlet hukuku ile korumasi ile saglamalidir.
Yani devlet her bir bireyini ozgur birakirken, bir bireyin baska bir bireyin ozgurlugune olan mudahelesini karismasini baskisini zorlamasini hakim ve ust olmasini onlemelidir.
Buradaki devletin tek yonlendirmesi hak ve ozgurluk adaletidir.
Eger devlet bireyini hak ve ozgurluk olarak adil kilmaz ise, ozgur birey olmak ve ozgur birey olarak yasam ve iliski surmek ve de yetismek mumkun degildir.
Ayrica devlet bireyini sadece ozgur adaletli birakmek degil; bu ozgurlugun hak egitimini almak icin de yetistirmelidir.
Iste buradaki ana faktor devletin kendine has ve toplumu yonlendirici bir etik degerinin olmamasidir. Tum etik degerlerin kontrolu bilimsel ve evrensel hukuk ile insan haklarina adil olmalidir.
Devlet bir yerde her bir farkli bireyinin hak ve ozgurlugunu hic birinin digerin i ihlal etmemesi temelinde kucaklamasi savunmasi ve korumasidir.
Kisaca devletin bir etigi (milli dini siyasal geleneksel toresel toplumsal v.s.) yoktur.
Yani devlet, sosyal sivil, adil, olarak bireyine ozgurluk hakki taniyan bir devlettir.
Iste bu sekilde ozgur olarak yetismis bireyler de, birbirlerinin her turlu etik degerini saygi ile karsilar ve bireyler birbirlerini degerleri ile birlikte kabullenirler.
Cunku ozgurluk haklari sadece kendi degerlerini yasam ve iliskilerine tasimak icindir ve hic bir degerin digerleri uzerinde bir hakimiyet veya ustunlugu soz konusu degildir.
Boyle bir devleti yonetecek ve yonlendirecek devlet kadrolari da bu duzeydeki bireylerdir.
Ayrica hukumet hic bir sekilde etik degerler uzerinden bir siyaset yapmamaktadir.
Cunku etik degerlerin siyasetin degil; sosyal yasam ve iliskinin bir vazgecilmezi oldugunun bilincindedirler.
Iste bu temelde, ozgur bireyin ortaminda ulke ve toplumunda etik siyaset yoktur.
Yani siyasi olarak herhangibir etik degerin propagandasi ustunlugu hakimiyeti yok sayilmasi eliminesi v.s. soz konusu degildir.
Cagdas yasam ve iliskinin bir diger unsuru da serbest bireydir.
Serbest birey, ozgur birey gibi degildir. Yani bireyinm serbest olmasi, ortama ulkesine toplumuna devletine v.s. bagli degildir; aksine kendi bilisselligine baglidir.
Serbest birey demek, dogumdan itibaren kendisine verilen her turlu yasam ve iliski degerini; kendi adina ve insanlik yararina sorgulayabilen ve verilen degerlerden bu temelde beynini kurtaran ve arinan birey demektir.
Bir bireyin serbestligi ne kadar cok konu ve kavramda gerceklesirse, zihinsel ve davranissal insanlasmasi ve devrimi de o duzeyde gelisir.
Birey, bireyleri birbirinden ayiran, otekilestiren distalayan birinin uzerinde hakimiyet ve ustunluk kuran guc ve otoriteye baski vesayet olarak ihtiyac duyan; carpistiran savastiran dusman kilan v.s. tum degerlerden arindikca ve kurtuldukca serbestlesecektir.
Serbest birey, bilgisel bilimsel ve bilissel kendini degistirmis yenilemis bireydir. Insana saygi duyan vicdanini adalet ile yonlendiren bireydir.
Baristan, esitlikten hosgoruden yana olan bireydir. Serbestlenen beynini ozgurlugu icin kullanan bireydir.
Bireyler arasinda yetisme gelisme degerler v.s. olarak farklar vardir. Iste bu farklardir ki; bireylerin ozgur ve serbest olmasini gerektirir.
Cunku farklar hem ayristirma temelinde serbestlik icin sorgulanmali; hem de kullanim temelinde ozgur olmalidir.
Yani farklar birinin digerini ayirmasi ya da digeri uzerinde hakimiyet ustunluk kurmasi icin degil; bir arada biribirine saygili ve kabullu birlikte yasam ve iliski icindir.
Farklar bir mozaiktir, cesitliliktir ve her bir fark kendi degerini ortaya koyar. Dolayisi ile bir bireyin bu mozaik ve cesitliligi hem kullanmasi ozgurlugu hem de ayirmamasi serbestligi cok onemlidir.
Iste o yuzden insanoglunun dillendirdigi herhangibir konu ya da kavramin yasam ve iliskide paylasimi ve kullanimi bilissel ve bilimsel olmalidir.
Zaten saygi ve vicdani adaletin bilisselligi de hem ozgur hem de serbest birey olarak bu yuzden elzemdir.
Burada bir onemli nokta da; cagi dogmalastirmamak ve sabitlememektir.
Cunku insanoglu bilgilendikce bilissellendikce teknik ve bilim olarak gelistikce ve degistikce bir onceki eskimekte vecagdisi kalmaktadir.
Iste basta serbest bireyin bu bilissellikte olmasi ve serbestligini gelisen yenilenen ve degisen caga insanlik adina uyarlayabilmesi gerekir.
Yoksa serbestligi yeni gelen caga uymayacaktir. Yani eski caga bagimli kalacaktir. Bu da onun beyninin serbestligini onleyen bir sinir olacaktir.
Bu ayni zamanda nesil farkinin dogmamasini da saglamak adina onemlidir. Sonucta caga uymak ve ayak uydurmak eski nesilin cok daha kendini serbeste erdirmesi ile paraleldir. Yoksa yeni nesile ayak uyduramadigi gibi, ayak bagi da olabilir.
Bu hem kendisinin gericiligi hem de gelisen yeni neslin uzerindeki baskiyi getirir. Bunun ilk farkedileni yeni neslin ozgur birey olamamasi ve kendisine bu ozgurlugu tanimayan nesil yuzunden caga uygun gelisememesidir. Bu da insanligin tumden gelisimi onundeki engellerden biridir.
Eski nesil ne kadar caga uygun ozgur ve serbest olursa, yeni nesil de ondan aldigi ile daha ozgur ve serbest olur ve boylece insanoglunun insanlasmasi zihinsel ve davranissal olarak sekteye ugramaz.
Eski nesiller olarak kendimizi ne kadar serbestlersek; yeni neslin ozgurluk mucadelesine ozgur bireyler yetistirerek ve de onlarin bizlerin serbestleyemedigimiz degerlerini sorgulamasina izin vererek o kadar yardimci oluruz.
Unutmayalim ki her bir neslin dunyaya insanliga bilime bilgiye v.s. bakis acisi caga daha uygun olacaktir. Onlar biz eski nesile cagi tanitacak ve bizim cagdasligimizda yardimci olacaklardir.
Iste bir yerde nersiller arasi celiskinin iliskiye donusmesi de bu karsilikli yardimlasma adaleti temelindedir. Cunku yeni nesil ozgur birey olarak, eski nesile onun degerlerinin ozgurlugunu taniyacak kendi neslinin yeniligini de talep edecektir.
Iste bu tanima ve talep birlikteligi nesillerin de birlikteligidir. Cunku buradaki tanima ayni zamanda eski neslin yeni nesile tanidigi ozgurluktr de.
Kisaca eski nesil yeni nesilden kendi ozgurlugunu talep ederken, ona kendi yeni ozgurlugunu taniyacak; yeni nesil de; eski nesilden kendi yeni ozgurlugunu talep ederken, ona eski nesilliginin ozguirlugunu taniyacaktir.
Onemli olan degerler degil; degerlerin baska degerler uzerinde hak ve ozgurluk ihlali olmamasidir. Boylece eski nesil kendi degerleri ile serbeste ererken; yeni nesil yeni degerleri ile ozgur olacaklardir.
Iste serbest dusuncenin bireyin kendi iradesinde olmasi, hem kendini serbestlerken; yeniye ozgurluk getirmesi anlamini tasir.
Yeni de kendi ozgurlugu ile yeni serbestliklere adim atacak ve eski nesil de bundan esinlenerek caga tutunmaya gayret edecektir.
Iste eski ve yeni neslin cagdas yasam ve iliskisi hem kendi adlarina hem de birliktelikleri adina hem cesitlilik hem de mozayik kullanimi ve paylasimi adina; bireyleri once ozgur sonra da ozgurluklerini sorgulayan serbest bireyler yetistirecektir.
Zaten boyle bir ortam insanligin oldugu yasatildigi ve paylasildigi ve de gelistirildigi yenilendigi ortamdir.
Eger ozgur degilsek; bu ozgurlugu bulundugumuz ortamdan talep edelim, talep edenleri savunalim ve destekleyelim.
Eger serbest degilsek; nelerin bizi biribirimizden ayirdigini nedenini nasilini sorgulayalim ve tum bunlarin kavram ve konusunu degerlendirelim ve neden bizi serbeste erdirmediginin bilincine vararak; bizi birbirimizle birlikte yasatmak adina, serbestleyelim.
Kendimizi ne kadar serbestlersek; olmayan ozgurlugumuzun kiymetini de talebini de o kadar net algilariz ve talep ederiz.
Cunku serbestlik ozgur olarak yasam ve iliskiye hak temelinde tasinmazsa; sadece bir dusunce olarak kalir.
Bir dusunce ancak davranisa tasinirsa; baskalarinin algisina sunulmus olur. Aksi dusuncenin beyinde hapsedilmesi demektir.
Cagimiz bilgi ve bilisim cagidir.
Bir bireyin cagdas yasam ve iliskisi iki farkli faktore baglidir.
Birinci faktor, ozgur birey olabilme faktorudur.
Ozgur birey olabilmek, bireyin kendisinden ziyade; yasam ve iliski surdugu ulkesine toplumuna duzenine sistemine kisaca ozgur bir birey olarak yetisip yetismemesine baglidir.
Ne demektir ozgur birey?
Ozgur birey demek, birey olarak her turlu dusunce ve davranisini yasam ve iliskisinde kendi adina dile getirebilmesi demektir.
Bunun icin bulundugu ortam ozgur birey yetistiren bir ortam olmalidir. Yani devlet her turlu sekilde bireyin kendi iradesi ile kendi degerleri ile yetisebilmesi egitim alabilmesi icin uygun olmalidir.
Boyle bir devletin herhangi bir belirli ustun hakim bireyine dayattigi bir etigi yoktur.
Tek etigi, o da bireyler birbiri uzerinde hakimiyet ve ustunluk kurmamasi adina; evrensel hukuk ve insan haklari temelinde bireyin hem hak ve ozgurlugunu saglamak, hem de hak ve ozgurlugu ihlal etmesini onlemektir.
Bir birey kendi adina hak ve ozgurluk talep ederken, baskasinin kendi adina hak ve ozgurluk talebini ihlal etmemelidir. Yani hak ve ozgurluk adaletini devlet hukuku ile korumasi ile saglamalidir.
Yani devlet her bir bireyini ozgur birakirken, bir bireyin baska bir bireyin ozgurlugune olan mudahelesini karismasini baskisini zorlamasini hakim ve ust olmasini onlemelidir.
Buradaki devletin tek yonlendirmesi hak ve ozgurluk adaletidir.
Eger devlet bireyini hak ve ozgurluk olarak adil kilmaz ise, ozgur birey olmak ve ozgur birey olarak yasam ve iliski surmek ve de yetismek mumkun degildir.
Ayrica devlet bireyini sadece ozgur adaletli birakmek degil; bu ozgurlugun hak egitimini almak icin de yetistirmelidir.
Iste buradaki ana faktor devletin kendine has ve toplumu yonlendirici bir etik degerinin olmamasidir. Tum etik degerlerin kontrolu bilimsel ve evrensel hukuk ile insan haklarina adil olmalidir.
Devlet bir yerde her bir farkli bireyinin hak ve ozgurlugunu hic birinin digerin i ihlal etmemesi temelinde kucaklamasi savunmasi ve korumasidir.
Kisaca devletin bir etigi (milli dini siyasal geleneksel toresel toplumsal v.s.) yoktur.
Yani devlet, sosyal sivil, adil, olarak bireyine ozgurluk hakki taniyan bir devlettir.
Iste bu sekilde ozgur olarak yetismis bireyler de, birbirlerinin her turlu etik degerini saygi ile karsilar ve bireyler birbirlerini degerleri ile birlikte kabullenirler.
Cunku ozgurluk haklari sadece kendi degerlerini yasam ve iliskilerine tasimak icindir ve hic bir degerin digerleri uzerinde bir hakimiyet veya ustunlugu soz konusu degildir.
Boyle bir devleti yonetecek ve yonlendirecek devlet kadrolari da bu duzeydeki bireylerdir.
Ayrica hukumet hic bir sekilde etik degerler uzerinden bir siyaset yapmamaktadir.
Cunku etik degerlerin siyasetin degil; sosyal yasam ve iliskinin bir vazgecilmezi oldugunun bilincindedirler.
Iste bu temelde, ozgur bireyin ortaminda ulke ve toplumunda etik siyaset yoktur.
Yani siyasi olarak herhangibir etik degerin propagandasi ustunlugu hakimiyeti yok sayilmasi eliminesi v.s. soz konusu degildir.
Cagdas yasam ve iliskinin bir diger unsuru da serbest bireydir.
Serbest birey, ozgur birey gibi degildir. Yani bireyinm serbest olmasi, ortama ulkesine toplumuna devletine v.s. bagli degildir; aksine kendi bilisselligine baglidir.
Serbest birey demek, dogumdan itibaren kendisine verilen her turlu yasam ve iliski degerini; kendi adina ve insanlik yararina sorgulayabilen ve verilen degerlerden bu temelde beynini kurtaran ve arinan birey demektir.
Bir bireyin serbestligi ne kadar cok konu ve kavramda gerceklesirse, zihinsel ve davranissal insanlasmasi ve devrimi de o duzeyde gelisir.
Birey, bireyleri birbirinden ayiran, otekilestiren distalayan birinin uzerinde hakimiyet ve ustunluk kuran guc ve otoriteye baski vesayet olarak ihtiyac duyan; carpistiran savastiran dusman kilan v.s. tum degerlerden arindikca ve kurtuldukca serbestlesecektir.
Serbest birey, bilgisel bilimsel ve bilissel kendini degistirmis yenilemis bireydir. Insana saygi duyan vicdanini adalet ile yonlendiren bireydir.
Baristan, esitlikten hosgoruden yana olan bireydir. Serbestlenen beynini ozgurlugu icin kullanan bireydir.
Bireyler arasinda yetisme gelisme degerler v.s. olarak farklar vardir. Iste bu farklardir ki; bireylerin ozgur ve serbest olmasini gerektirir.
Cunku farklar hem ayristirma temelinde serbestlik icin sorgulanmali; hem de kullanim temelinde ozgur olmalidir.
Yani farklar birinin digerini ayirmasi ya da digeri uzerinde hakimiyet ustunluk kurmasi icin degil; bir arada biribirine saygili ve kabullu birlikte yasam ve iliski icindir.
Farklar bir mozaiktir, cesitliliktir ve her bir fark kendi degerini ortaya koyar. Dolayisi ile bir bireyin bu mozaik ve cesitliligi hem kullanmasi ozgurlugu hem de ayirmamasi serbestligi cok onemlidir.
Iste o yuzden insanoglunun dillendirdigi herhangibir konu ya da kavramin yasam ve iliskide paylasimi ve kullanimi bilissel ve bilimsel olmalidir.
Zaten saygi ve vicdani adaletin bilisselligi de hem ozgur hem de serbest birey olarak bu yuzden elzemdir.
Burada bir onemli nokta da; cagi dogmalastirmamak ve sabitlememektir.
Cunku insanoglu bilgilendikce bilissellendikce teknik ve bilim olarak gelistikce ve degistikce bir onceki eskimekte vecagdisi kalmaktadir.
Iste basta serbest bireyin bu bilissellikte olmasi ve serbestligini gelisen yenilenen ve degisen caga insanlik adina uyarlayabilmesi gerekir.
Yoksa serbestligi yeni gelen caga uymayacaktir. Yani eski caga bagimli kalacaktir. Bu da onun beyninin serbestligini onleyen bir sinir olacaktir.
Bu ayni zamanda nesil farkinin dogmamasini da saglamak adina onemlidir. Sonucta caga uymak ve ayak uydurmak eski nesilin cok daha kendini serbeste erdirmesi ile paraleldir. Yoksa yeni nesile ayak uyduramadigi gibi, ayak bagi da olabilir.
Bu hem kendisinin gericiligi hem de gelisen yeni neslin uzerindeki baskiyi getirir. Bunun ilk farkedileni yeni neslin ozgur birey olamamasi ve kendisine bu ozgurlugu tanimayan nesil yuzunden caga uygun gelisememesidir. Bu da insanligin tumden gelisimi onundeki engellerden biridir.
Eski nesil ne kadar caga uygun ozgur ve serbest olursa, yeni nesil de ondan aldigi ile daha ozgur ve serbest olur ve boylece insanoglunun insanlasmasi zihinsel ve davranissal olarak sekteye ugramaz.
Eski nesiller olarak kendimizi ne kadar serbestlersek; yeni neslin ozgurluk mucadelesine ozgur bireyler yetistirerek ve de onlarin bizlerin serbestleyemedigimiz degerlerini sorgulamasina izin vererek o kadar yardimci oluruz.
Unutmayalim ki her bir neslin dunyaya insanliga bilime bilgiye v.s. bakis acisi caga daha uygun olacaktir. Onlar biz eski nesile cagi tanitacak ve bizim cagdasligimizda yardimci olacaklardir.
Iste bir yerde nersiller arasi celiskinin iliskiye donusmesi de bu karsilikli yardimlasma adaleti temelindedir. Cunku yeni nesil ozgur birey olarak, eski nesile onun degerlerinin ozgurlugunu taniyacak kendi neslinin yeniligini de talep edecektir.
Iste bu tanima ve talep birlikteligi nesillerin de birlikteligidir. Cunku buradaki tanima ayni zamanda eski neslin yeni nesile tanidigi ozgurluktr de.
Kisaca eski nesil yeni nesilden kendi ozgurlugunu talep ederken, ona kendi yeni ozgurlugunu taniyacak; yeni nesil de; eski nesilden kendi yeni ozgurlugunu talep ederken, ona eski nesilliginin ozguirlugunu taniyacaktir.
Onemli olan degerler degil; degerlerin baska degerler uzerinde hak ve ozgurluk ihlali olmamasidir. Boylece eski nesil kendi degerleri ile serbeste ererken; yeni nesil yeni degerleri ile ozgur olacaklardir.
Iste serbest dusuncenin bireyin kendi iradesinde olmasi, hem kendini serbestlerken; yeniye ozgurluk getirmesi anlamini tasir.
Yeni de kendi ozgurlugu ile yeni serbestliklere adim atacak ve eski nesil de bundan esinlenerek caga tutunmaya gayret edecektir.
Iste eski ve yeni neslin cagdas yasam ve iliskisi hem kendi adlarina hem de birliktelikleri adina hem cesitlilik hem de mozayik kullanimi ve paylasimi adina; bireyleri once ozgur sonra da ozgurluklerini sorgulayan serbest bireyler yetistirecektir.
Zaten boyle bir ortam insanligin oldugu yasatildigi ve paylasildigi ve de gelistirildigi yenilendigi ortamdir.
Eger ozgur degilsek; bu ozgurlugu bulundugumuz ortamdan talep edelim, talep edenleri savunalim ve destekleyelim.
Eger serbest degilsek; nelerin bizi biribirimizden ayirdigini nedenini nasilini sorgulayalim ve tum bunlarin kavram ve konusunu degerlendirelim ve neden bizi serbeste erdirmediginin bilincine vararak; bizi birbirimizle birlikte yasatmak adina, serbestleyelim.
Kendimizi ne kadar serbestlersek; olmayan ozgurlugumuzun kiymetini de talebini de o kadar net algilariz ve talep ederiz.
Cunku serbestlik ozgur olarak yasam ve iliskiye hak temelinde tasinmazsa; sadece bir dusunce olarak kalir.
Bir dusunce ancak davranisa tasinirsa; baskalarinin algisina sunulmus olur. Aksi dusuncenin beyinde hapsedilmesi demektir.
evrensel-insan- Mesaj Sayısı : 471
Kayıt tarihi : 25/05/09
Similar topics
» Sosyal/Siyasal Yasam/Iliski Farki
» Itaat ve Saygi Farki/Iliskisi Birey/Kisi Farki
» Ben/Birey/Bencillik, Bagi-Farki ve Fark Algisi
» Evrensel-Insan/Ozgur Birey Bagi
» Cagdas Sosyalizm
» Itaat ve Saygi Farki/Iliskisi Birey/Kisi Farki
» Ben/Birey/Bencillik, Bagi-Farki ve Fark Algisi
» Evrensel-Insan/Ozgur Birey Bagi
» Cagdas Sosyalizm
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz