ÖZGÜR BEYİN
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Bir Kisiyi, Bireysellestirmeyen "Fren" "Korku"

Aşağa gitmek

Bir Kisiyi, Bireysellestirmeyen "Fren" "Korku"  Empty Bir Kisiyi, Bireysellestirmeyen "Fren" "Korku"

Mesaj  evrensel-insan Çarş. Kas. 10, 2010 4:46 am

Saygideger arkadaslar;

Insanoglunun duyumu ile algilayip, kavramlastirarak yansittigi, bir soyut ta korkudur.

Korkunun bir kisinin dusuncsine cikmasinin bir kac nedeni vardir. Bu konuya deginmeden once, korkunun nerden kaynaklandigina bakmak gerekir. Korkunun en buyuk kaynagi bilgisizlik, caresizlik, ne yapacagini bilmeme, ve savunuya gecmektir. Bunu giderecek olanda her turlu koruma ve korunma altinda oldugunu hissetmektir.

Bilgisizlikden gelen korkunun iki turlu cozum secimi vardir. Ya bilgilenirsin, ya da inanirsin. Cunku bu ikiside cevapsiz kalan sorularin cevaplanmasini saglayan eylemlerdir.

Korkunun insanogluna yansiyan iki farkli ucu; birincisi, kendisini fiziksel koruma, ikincisi ise korunmadir.

Fiziksel koruma; olumden baslayarak, yasam ve iliskilerdeki her turlu fiziki mudaheleye karsi kendini korumadir.

Korunma ise; kisinin kendi disindaki dunya da kendini emin hissetmesidir. Bunun cesitli yollari vardir. Aile, devlet ve kurumlari, kurallar ve hukuk v.s.

Insanoglu SOSYAL bir HAYVANDIR. Bu temelde; kendisini emin hissedecegi tek yer; yasam ve iliskisini surdugu toplumudur.

Buradaki ilk korku, yalnizlik, distalanma, yabancilasma, onemsenmeme v.s. temelli TOPLUM DISINA ITILME" korkusudur.

Bu korkunun duzeyi, icerigi, derecesi v.s. her kisinin kendine ait bilgi, bilinc, birikim temelinde degiskenlik gosterir.

Yalniz bu korku, kisinin direk degil; dolayli korkusudur ve psikolojiktir. En onemli sorunu da, diger korkulara nazaran; kisinin BIREY BILINCI ALMASINI, ILERLEMESINI, GELISMESINI v.s. engelleyen korku olmasidir.

Bir kisi; kendine ozel dusunce ve davranisi temelinde, toplumda "sivrilir", ya da topluma "ters duser" ya da toplumu "karsisina alir" v.s. duzeye gelince, bu korku baslar.

Soyle dusunelim. Bir yerde yasiyorsunuz ve herkes monoton, alisilagelmis, yerlesmis tabulariyla bir yasam suruyor ve siz bir konuda dusunce ve davranisiyla, toplumun bu monotonluguna "ters dusmeye" basliyorsunuz ve toplum bunu size hissettirmeye ve kendine gore uygulamalariyla sizi bir cesit "uyarmaya" basliyor. Ne yaparsiniz? Bu dusunce ve davranisiniza devam mi edersiniz, yoksa toplumun bu uyarisini dikkate alip, dusunce ve davranisiniza toplumun istedigi yonde "ceki duzen mi verirsiniz?

Iste bir kisinin boyle bir ikileme herhangi bir konuda dusmesi ve bu ikilemden kendine gore nasil "cikacagi" tamamen onun bir karari olacaktir.

Iste burada iki farkli bilinc farkli yol cizer. Eger ksi, hala toplumsal bir kisilik ve totoliter bir yasam ve iliski suruyorsa; mutlaka kendi dusunce ve davranislarini "frenleyecek" onlara "ceki/duzen" verecek ve boylece cikisi arayacaktir. Iste ilk psikolojik sorun da burda baslar. Cunku kisi, bu yaptiginin gerekcesini kendine kabul ettiremez ve yaptigindan bir cesit rahatsizlik duyarsa; iste bu psikolojik bir sorundur. Cunku kisi artik, kendi dusunce ve davranislarini degil de; sadece toplumun ondan istedigi sekilde bir yasam surmektedir. Bu kisi bu psikolojik sorununu cozene kadar da, bu ikircimli dusunce ve davranisi yasar. Ya bunu kendine kabul ettirebilir, ya da kabul ettiremeyip, normal kisilik ozelliklerine zarar verir ve konu zihinsel bir psikolojik icerik kazanir.

Ote yandan bir kisi eger birey bilincini almis ve kendini toplum icinde kendi dusunce ve davranisiyla oldugu gibi kabul ettirebilecek; bilgi, bilinc, birikim, gozlem, deneyim ve oz guven, ozsaygi oz direnc v.s. temelli oz karakterini guclendirmis ve ne yaptiginin ne dediginin bilincinde ve bunu savunabilecek bilgi ve birikimde ise; iste o zaman o kisinin yaptigi veya yapacagi; TOPLUMUN ISTEDIGI GIBI BIRI OLMAK DEGIL; TOPLUMA KENDISINI OLDUGU GIBI KABUL ETTIRMEKTIR.

Bu kisi, basta saydigimiz "yalnizlik, distalanma, onemsenmeme, kendini ortaya koyamama, algilanamama, yaancilasma" v.s. temelli duyumlarin birini ya da birkacinida yasayabilir ve yasamasi da buyuk olasidir.

Iste her turlu oz saglam ve guclulugu de bu duyumlari aldiginda lazimdir. KENDI KENDINE YETEBILECEK BIR BILINCE ULASMIS OLMASI buradaki kilit duzeydir.

Iste boyle bir duzeye gelmis bir birey bilincinin, kendini topluma kabul ettirme korkusu kalmaz cunku, bilirki; toplum onu kabul etmeyecek; o topluma kendini kabul ettirecektir.

Sonucta bir kisi, hem birdir hemde turunun bir parcasidir. Ama sonucta, bir bir olarak "korkusuz/endisesiz" bir yasami yoksa; iliskilerinde de bu korkusuzluk/endisesizligi yansitamaz.

Sonucta "boyle dersem anlamazlar, karsi cikarlar, kizarlar, terslerler" v.s. temelli bir dusunce; belki kisiyi topumunda rahat yasatir ama; bu fren kisinin kendi kendine zarar verir.

Oyuzden bir kisi once birey bilincinin birey ozgurlugunun bilgi, bilinc, birikimini saglamali ki; kendi saglamliginin topluma da bir faydasi olsun.

Eger bir kisinin kendisi boyle direk degil de; dolayli korkudan dolayi, kendi dusunce ve davranis ozgurlugune bir fren bir kisitlama getiriyorsa; bilmelidir ki, kendine zarar verenin; sonucta baskasina da bir faydasi olmaz. Belki tek kari toplumun icinde tutunmaktir ama; ne toplumda bir yeri olur, ne de kendine oz bir dusunce ve davranisi.

O yuzden secim sizin. Korkulariniz ve endiseleriniz yuzunden dusunce ve davranis ozgurlugunuzu topluma uygun frenleyecek ve kisitlayacakmisiniz?, yoksa birey bilinci ile; tum dusunce ve davranis ozgurlugunuz ve onun topluma ters dusen duzeyiyle kendinizi topluma kabul mu ettireceksiniz?

Unutmayin ki, sadece ikinci yol; sizin surekli bir sekilde, bilgilenmeniz, bilinclenmeniz, yenilenmeniz, ilerlemeniz ve gelismenizin yoludur.

Birinci yol ise; basta kendinizi psikolojik rahatsizliga sokma ve bu rahatsizligi baskalarina da empoze etme yoludur. Yani siin icin topluma ters gelenlerin dusunulup, davranilmasi; yapilmamasi gereken seyler olacak ve siz iliskide olduklariniza ayni kendinizi farenlediginiz ve kisitladiginiz gibi ve de bunun farkinda ve bilincinde olmadan; frenleme ve kisitlama getirecek, ustelik bu yaptiginizinda yararli bir sey oldugu dusunccesini kendinize bahane edeceksiniz.

"Bu dusunce/davranisi, toplum kaldirmaz; o yuzden uygulamamaliyim ve kimsenin de uygulamasina musade etmemeliyim, uygulamak isteyenleri de uyarmaliyim" Iste bu icerikteki korku/endise dusuncei, hem sizin gelisim ve bilinclenim freniniz, hem de iliskide olduklariniza "iyi niyetli" verdiginiz zarardir.

Zaten boyle bir mudahele, genelde birey bilincini almis kisilerden de karsilik gorur.

Tabi bu karsiligi onleyen geleneksel dusuncelerde yok degildir "buyugume karsi gelmeyeyim, o bu konuda benim iyiligimi istiyor, o benden daha bilgili/tecrubeli, dedigi dogru, hakli," v.s. temelli gelisimi frenleyici yerlesmis dusuncelerdir.

Oyuzden korku ve endiselerimizi sorgulayalim, kaynagini bulalim ve hem kendi hem de iliskide olduklarimizin sagligi ve selameti icin; bu "yersiz" korku ve endiselerimizden kurtulmaya, birey ozgurlugumuzu bilincli olarak yasamaya gayret edelim. Tabi ki bilinclenmek, gelismek, ilerlemek ve gelisen dunya ve dusunceye ayak uydurmak istiyorsak; yok tutucu ve muhafazakar ve geleneklerimize s1k1 s1k1 bagliysak, o zaman isimiz imkansiz ve bu imkansizi zora cevirmek icinde "kendini kendin yapma" bilinci dusunceye cikmali.

Saygilarimla;
evrensel-insan
evrensel-insan
evrensel-insan

Mesaj Sayısı : 471
Kayıt tarihi : 25/05/09

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz