Bilim ve Belirtim
ÖZGÜR BEYİN :: GENEL FORUMLAR :: BİLİM
1 sayfadaki 1 sayfası
Bilim ve Belirtim
Saygideger arkadaslar;
Insanoglu, hem kendini-tek ve tur ve de cins ayrimi olarak-belirtir, hemde kendi disindaki herseyi. Belirtim, farkina varmakla olur.
Bir bebegi ele alalim. Vucudunun organlarini fark ettigi zaman; bir cesit ses cikarir. Iste bu ses; o bebegin farkettigi organini kendisine belirtmesidir. Bu belirtim temelini saglamak icin de; dilin hem kural ve koken, hem de konusma ve yazma dili ortaya konmustur.
Bebek; neden fark ettigini belirtir. ONUNLA BIR ILETISIM, IRTIBAT KURABILMEK ICIN; Iste genel anlamda dilin temeli budur. Buradan rahatca soyleyebilirizki; FARK EDILMEYEN, BELIRTILEMEZ. Demekki belirtimden once bir fark edim gereklidir.
Iste insanoglu; belirtmeden once fark ettigini; varsayar ve belirtmesi de; bunun teorisidir. Pratikte bu belirtilenin; belli edilme asamasidir. Eger, bir varsayim, teori ve pratik asamasindan gecmisse; BELLI EDILMISTIR.
Buradaki birinci sorun; belli edimin dil temelinde olmasinin yaninda; zamanla insanoglu; bu belli etmeye cesitli ve farkli detay ve acilimlar getirerek; dallandirmistir. Iste bu dallar, ana olarak; dil, bilim ve felsefedir.
Felsefesi ile varsayar, bilimiyle belirtir ve diliyle de belli eder. Dolayisiyle; insanoglu neyi belli ederse etsin; bunun mutlaka bir DILI, BILIMI VE FELSEFESI VARDIR.
Burada tek sabit olan; dildir. Felsefedeki sorun; fark edilimdeki sorundur. Insanoglunun fark edebilmesi demek, dusuncesini, kavrama indirgemesi demektir. Yalniz burada; bu dusunce tek bir kaynaktan gelmez. Kaynak; hem vucutsal- 5 duyu- hemde sezgisel-inanc-dir.
ISTE ILK FARK EDILENI BELIRTMEDEKI AYRIM; BURDA BASLAR.Varsayim mi?, inanc mi? Bu da felsefeyi, her yonuyle iki ana dala ayirir. VARSAYIMSAL FELSEFE VE INANCSAL FELSEFE.
Konu teori-pratikte iyice karmasiklasir. Cunku; ideolojiler genelde; inanca; teoriler de; bilime dayanir. Ama; neyin ideoloji, neyin teori oldugunun farkina varmak mumkunmudur? Bu farki, kim nasil ve neye gore evrensel bir temelde ortaya koyabilir? Bunun ustune, birde; ayrimciligin herkonuda mikrosunun eklendigi algilanirsa; artik; bu kokenin hangi tek temelden geldigi bile farkindaliktan cikar.
Ayni bir kisiye soruldugun da, "sen nesin?" sorusuna; insandan baska hersey olarak cevap vermesi gibi.
INSANOGLU, AYRIMCI SURECINI DERINLESTIRDIKCE VE GENISLETTIKCE; ILK FARKINDALIKLAR, ORTADAN KAYBOLUR VE UNUTULUP GOZ ARDI EDILIR.
Boylece, farkindaliklar; butune ulasmak yerine, ayrim ve ayristirma temelinde ilerler. Herkes detaylar icinde kaybolur ve ideoloji ustune ideolojiler ve dallar ustune dallar yaratilmaya baslanir.
Iste buda; MIKROAYRIMCILIGIN; BILIMSEL VE FELSEFI IZAHIDIR.
Birincisi; bilinen veya bilinmiyen degil; farkinda olunupta, belirtilen ve farkinda olunamadigi icin, belirtilmeyen vardir.
Ikincisi; bu belirtimin, belireni; farkindalik temelinde degil; ayrim temelinde artirilir.
Ucuncusu; bu ayrim temeli gelistikce ve derinlestikce; ana farkindalik unutulur ve goz ardi edilir.
Dorduncusu; hem inancsal hemde varsayimsal belirtilenler; dusunce kaynakli oldugu icin; teori veya ideoloji bazinda; bilimsel mi?, inancsal mi? farkinin farkina varimi ve belirtimi zorlasir.
Besincisi; ustelik bu varsayim ve inanclar; epistemolojik oldugu icin; zamanla yanlislanarak, yerine yenileri eklenir. Ama bu ayrimcilik oyle bir hal alirki! neyin yerine yenisi eklendiginden ziyade; hem eskisi hemde eklenen yenisi, farkli birer teori veya ideolojiymis gibi belirtilir.
Altincisi; aslinda olan; ilk ayrimlarin, dallanip budaklanmasi; tarihsel gelisime gore icerik degistirmesi ve sanki yeniymis gibi belirtilmesidir.
Yedincisi; tarihi geriye dogru sayarsak; eskiden tek ayrim olarak belirtilen; ideoloji veya teori; bugun dallanip budaklanmis ve bir cok ayrisima ugrayarak; ilk farkindaligini kaybetmistir.
Sorunun kokten ve temelden farkina varmak ve belirtip; belirli hale getirmek icin, yapilmasi gereken; belirtimi saglayan farklarin kokenine inip; mumkun oldugu kadar ayrilmis ve ayristirilmis ideolojilerin ve teorilerin ilk kok farkina varabilmektir.
Bu ne kadar cok basarilirsa; evrensel sorunun koken ve temeline inmek ve ctetolojik yapinin farkinda olabilmek ve onu teori ve ideoloji olarak belirtebilmek ve dil, bilim ve felsefe farklarinda belli hale getirebilmek , kolaylasir.
Saygilarimla;
evrensel-insan
Insanoglu, hem kendini-tek ve tur ve de cins ayrimi olarak-belirtir, hemde kendi disindaki herseyi. Belirtim, farkina varmakla olur.
Bir bebegi ele alalim. Vucudunun organlarini fark ettigi zaman; bir cesit ses cikarir. Iste bu ses; o bebegin farkettigi organini kendisine belirtmesidir. Bu belirtim temelini saglamak icin de; dilin hem kural ve koken, hem de konusma ve yazma dili ortaya konmustur.
Bebek; neden fark ettigini belirtir. ONUNLA BIR ILETISIM, IRTIBAT KURABILMEK ICIN; Iste genel anlamda dilin temeli budur. Buradan rahatca soyleyebilirizki; FARK EDILMEYEN, BELIRTILEMEZ. Demekki belirtimden once bir fark edim gereklidir.
Iste insanoglu; belirtmeden once fark ettigini; varsayar ve belirtmesi de; bunun teorisidir. Pratikte bu belirtilenin; belli edilme asamasidir. Eger, bir varsayim, teori ve pratik asamasindan gecmisse; BELLI EDILMISTIR.
Buradaki birinci sorun; belli edimin dil temelinde olmasinin yaninda; zamanla insanoglu; bu belli etmeye cesitli ve farkli detay ve acilimlar getirerek; dallandirmistir. Iste bu dallar, ana olarak; dil, bilim ve felsefedir.
Felsefesi ile varsayar, bilimiyle belirtir ve diliyle de belli eder. Dolayisiyle; insanoglu neyi belli ederse etsin; bunun mutlaka bir DILI, BILIMI VE FELSEFESI VARDIR.
Burada tek sabit olan; dildir. Felsefedeki sorun; fark edilimdeki sorundur. Insanoglunun fark edebilmesi demek, dusuncesini, kavrama indirgemesi demektir. Yalniz burada; bu dusunce tek bir kaynaktan gelmez. Kaynak; hem vucutsal- 5 duyu- hemde sezgisel-inanc-dir.
ISTE ILK FARK EDILENI BELIRTMEDEKI AYRIM; BURDA BASLAR.Varsayim mi?, inanc mi? Bu da felsefeyi, her yonuyle iki ana dala ayirir. VARSAYIMSAL FELSEFE VE INANCSAL FELSEFE.
Konu teori-pratikte iyice karmasiklasir. Cunku; ideolojiler genelde; inanca; teoriler de; bilime dayanir. Ama; neyin ideoloji, neyin teori oldugunun farkina varmak mumkunmudur? Bu farki, kim nasil ve neye gore evrensel bir temelde ortaya koyabilir? Bunun ustune, birde; ayrimciligin herkonuda mikrosunun eklendigi algilanirsa; artik; bu kokenin hangi tek temelden geldigi bile farkindaliktan cikar.
Ayni bir kisiye soruldugun da, "sen nesin?" sorusuna; insandan baska hersey olarak cevap vermesi gibi.
INSANOGLU, AYRIMCI SURECINI DERINLESTIRDIKCE VE GENISLETTIKCE; ILK FARKINDALIKLAR, ORTADAN KAYBOLUR VE UNUTULUP GOZ ARDI EDILIR.
Boylece, farkindaliklar; butune ulasmak yerine, ayrim ve ayristirma temelinde ilerler. Herkes detaylar icinde kaybolur ve ideoloji ustune ideolojiler ve dallar ustune dallar yaratilmaya baslanir.
Iste buda; MIKROAYRIMCILIGIN; BILIMSEL VE FELSEFI IZAHIDIR.
Birincisi; bilinen veya bilinmiyen degil; farkinda olunupta, belirtilen ve farkinda olunamadigi icin, belirtilmeyen vardir.
Ikincisi; bu belirtimin, belireni; farkindalik temelinde degil; ayrim temelinde artirilir.
Ucuncusu; bu ayrim temeli gelistikce ve derinlestikce; ana farkindalik unutulur ve goz ardi edilir.
Dorduncusu; hem inancsal hemde varsayimsal belirtilenler; dusunce kaynakli oldugu icin; teori veya ideoloji bazinda; bilimsel mi?, inancsal mi? farkinin farkina varimi ve belirtimi zorlasir.
Besincisi; ustelik bu varsayim ve inanclar; epistemolojik oldugu icin; zamanla yanlislanarak, yerine yenileri eklenir. Ama bu ayrimcilik oyle bir hal alirki! neyin yerine yenisi eklendiginden ziyade; hem eskisi hemde eklenen yenisi, farkli birer teori veya ideolojiymis gibi belirtilir.
Altincisi; aslinda olan; ilk ayrimlarin, dallanip budaklanmasi; tarihsel gelisime gore icerik degistirmesi ve sanki yeniymis gibi belirtilmesidir.
Yedincisi; tarihi geriye dogru sayarsak; eskiden tek ayrim olarak belirtilen; ideoloji veya teori; bugun dallanip budaklanmis ve bir cok ayrisima ugrayarak; ilk farkindaligini kaybetmistir.
Sorunun kokten ve temelden farkina varmak ve belirtip; belirli hale getirmek icin, yapilmasi gereken; belirtimi saglayan farklarin kokenine inip; mumkun oldugu kadar ayrilmis ve ayristirilmis ideolojilerin ve teorilerin ilk kok farkina varabilmektir.
Bu ne kadar cok basarilirsa; evrensel sorunun koken ve temeline inmek ve ctetolojik yapinin farkinda olabilmek ve onu teori ve ideoloji olarak belirtebilmek ve dil, bilim ve felsefe farklarinda belli hale getirebilmek , kolaylasir.
Saygilarimla;
evrensel-insan
evrensel-insan- Mesaj Sayısı : 471
Kayıt tarihi : 25/05/09
Similar topics
» Yaradilis-Izm-Bilim Bagi
» Evrim/Devrim/Bilim Bagi
» Bilim/Bilimselligin Bunyesindeki Metafizik Tehlike
» Bilim/Bilimselligin Bunyesindeki Metafizik Tehlike
» Etik Bilim ile Bilimsel Etik Farki
» Evrim/Devrim/Bilim Bagi
» Bilim/Bilimselligin Bunyesindeki Metafizik Tehlike
» Bilim/Bilimselligin Bunyesindeki Metafizik Tehlike
» Etik Bilim ile Bilimsel Etik Farki
ÖZGÜR BEYİN :: GENEL FORUMLAR :: BİLİM
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz